Web3 Bir Amaç Mı Yoksa Araç Mı?

önce yayınlandı , Son güncelleme önce

Okuma Süresi: 3 dk

Paylaş:

Web3 ile ilgili yazı dizimize başka bir önemli soruyla devam ediyoruz. Web3 bir amaç mı yoksa araç mı? Eğer amaçsa bu amacın sonunda elimizde ne olacak ? Eğer araçsa hangi amaca hizmet ediyor ?

Öncelikle bu soruyu gündemime almamı sağlayan BTCHaber ailesine teşekkür ediyorum. Soruyu cevaplamak bir kaç açıdan önemli. Orada bir sis bulutu var. Bir yandan Web3 teknolojileri ile ilgili olarak “Arkasında Yarın Var” tarzı geleceğe yönelik optimist mottolar gündeme gelirken bir yandan da sosyal medyada teknoloji karşıtlarının özellikle metaverse üzerinden pesimist kurgular ön plana çıkıyor.

Adettendir, teknofobik her söylem iddiasını büyük bir pesimist fotoğrafla süsler. Bu söylemdeki kişiler Yapay zeka mesleklerin, robotlar insanların, blokzincir devletlerin sonunu getireceğini iddia ederler. Fakat günün sonunda bu kişilerin o teknolojiyi kullanıp, ellerindeki teknolojinin imkanlarıyla başka bir teknolojiyi benzer şekilde ürkütücü gösterdiklerine tanıklık ederiz. Hal böyle olunca söyledikleri de çok samimi olmuyor. Fakat yine de bu yazıda bu teknofobik söylemin gerçekliğini de sorgulayacağız.

Bir şeyin araç mı yoksa amaç mı olduğunu anlamak için yola çıkış noktasını iyi anlamak gerekiyor. Bitcoin’e giden yaklaşık yarım yüzyıllık süreç, iktisadi olarak özgürlükçü bazı eleştiriler ile başlar. Paranın kökeninin, bankacılık sisteminin sorgulanması üzerine yazılar, kitaplar farklı disiplinlerde çalışan insanlara ışık tutar. 1970’lerle beraber bilgisayar ağları oluşmaya başlayınca tamamen teknik bakış açısıyla, herhangi bir toplumsal motivasyonu olmadan, noktadan noktaya sistemler üzerine çalışmaya başlayan bilgisayar bilimciler, matematikçiler daha sonrasında fırına girecek hamuru üretmeye başlarlar.

80’lerden itibaren David Chaum, Hall Finney ve Nick Szabo üçlüsünün müthiş üretken çalışmaları neticesinde yıllar öncesinden gelen özgürlükçü iktisadi söylemler ve noktadan noktaya sistemler kendilerine bir kesişim alanı bulur. Bu alan çeşitli kriptografik gelişmelerin de desteklenmesiyle ortaya internet parası denemelerini çıkarır. Bir çok başarısız deneme ve son olarak gelen 3 yıllık sessizlik döneminden sonra 2008 yılında Bitcoin hayata geçer.

Bitcoin’in kendini anlattığı teknik dokümantasyonda Satoshi Nakamoto daha çok işin teknolojisinden bahsetse de, onun onyıllarca süren doğumu bize asıl amacın internetteki kullanıcı haklarının ve gizliliğinin yeniden yorumlandığı, aslında kullanıcıların sahip oldukları kripto varlıkların da bu hakların bir parçası olarak görülebileceği yeni bir siber evren modeli önermesinde olduğunu gösterir. Bu yönden internetin Magna Carta’sı olarak görülebilir. Uzaktan baktığınızda bir finansal değer, daha yaklaştığınızda bir teknoloji, işin köküne indiğinizde ise Bitcoin bir dijital haklar bildirgesidir. 

Web3’e gelecek olursak Gavin Wood’un çizdiği perspektif ve sonrasında bir çok projenin konumlandığı yer de aslında bu haklar bildirgesinin alt kümeleridir. Belki “programlanabilir haklar bildirgeleri” dahi diyebiliriz. Tıpkı yeni yapılan bir çok kanun kökünü yüzyıllar öncesinin metinlerine dayandırdığı gibi tüm bu teknolojilerin yerini yenileri alsa da temelde telep edilen haklar meselesi işin gündeminde kalacaktır. Eğer yoksa zaten interneti yeni bir evreye geçirip, şirketlere atıfla “İnternet sonunda kullanıcıların” deme şansımız kalmayacaktır.

İşte buradan baktığımızda Web3 bir araçtır. Dijital hakların daha demokratikleştiği, teknoloji devlerinin kontrolünün azaldığı bir yarın kurgulamak istemektedir. Yüzyıllar içinde fiziksel dünyadaki haklardaki değişimin dijital yansıması olarak görebiliriz. Bu yönüyle baktığımızda zamanın ruhuna uygun bir ilerleme olacağını tahmin edebiliriz.  Dolayısıyla teknofobik senaryolardaki, internetin yeni halinde insanların haklarının azalacağı kurguları ne teknik olarak ne de tarihsel olarak doğru değildir. 

Web3’ün arkasında yarın olduğu bu açıdan bakıldığında şüphesiz doğrudur. Asıl soru ise bu yarını kimin, ne zaman ve nasıl inşa edeceğidir.

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.

bugraayan

Yazar: Buğra Ayan

Altcoin’ler 2025’te yol haritasını nasıl çizecek?

Bitcoin’in 100 bin dolar üzeirnde tutunma mücadelesi devam ederken altcoin’ler daha güçlü bir ivme yakalamak için fırsat kolluyor. Bitcoin yükselişe geçtiğinde altcoinler genellikle durağan kalması, Bitcoin sakinleştiğinde ise altcoinler harekete geçmesi Kripto piyasasında bu durum sıkça karşılaşılan bir dinamik olarak biliniyor. Bu döngü, piyasa içindeki sermaye hareketlerinin nasıl işlediğine dair önemli bir örnek teşkil ediyor. ...

Bağlantıyı kopyala