Doğal Felaketler Ekonomiyi Nasıl Etkiler?

önce yayınlandı , Son güncelleme önce

Okuma Süresi: 4 dk

Paylaş:

Can ve mal kaybına neden olan, insanlar tarafından engellenemeyen, ne zaman meydana geleceği belirsiz olan sel, deprem, yangın, kasırga, tsunami, çığ gibi olaylar artmaya başladı.

Sadece insanların değil, doğanın da kimyası bozuldu.

Doğal felaketlerin oluşumunda en büyük etki insanoğluna aittir.

Yol, köprü, tünel, bina vs. gibi yapılarda toprağın yanlış kullanılması, arazilerin ziyan edilmesi, rant için ormanların katledilmesi, sanayinin sözüm ona gelişmesiyle ortaya çıkan hava kirliliği, kirli su, kimyasal atıklar, cehalet, gözü dönmüşlük dünyanın dengesini bozmuştur.

Sadece dünyanın dengesi değil, insanoğlunun sosyo-psikolojik açıdan da olumsuz yönde etkiliyor.

Ancak insanoğlunun hırsına yenilmesi, tercihinin yaşamdan değil paradan yana kullanmasına neden oluyor.

Halbuki çeşitli tedbirler önceden alınarak zararlar minimize edilebilirdi.

Tedbir maliyetleri, doğal afetlerin vereceği zarardan az olabilirdi ama insanoğlu doğayı umursamadı.

Tercih doğadan yana olsaydı can ve mal kaybı aza indirilebilir, daha karlı çıkabilirdik.

Doğal afetlerin maliyetlerini doğrudan, dolaylı ve ikincil maliyetler olmak üzere üç grup da değerlendirmek gerek.

Doğrudan maliyetler;

Sabit varlıklarda, sermaye ve stokların mamul, yarı mamul mallarında ve hammaddelerin de eş zamanlı olarak ortaya çıkmaktadır.

Dolaylı maliyetler;

Üretim faaliyetleri kayıpları, kar, satış, ve ücrette meydana gelen azalmaları, altyapı ya da fiziksel hasardan dolayı firmaların kapanmasını ve çıktı kayıplarını kapsar.

İkincil maliyetler;

Doğrudan veya dolaylı maliyetlerin sonucunda afetten sonra oluşur. Ekonomik büyüme, üretim, milli gelir, istihdam, tüketim, yeniden yapılanma için hammadde alımını ve gelirlerini etkilemektedir.

Doğal afetlerin sonucunda oluşan etkiler, can ve mal kaybı, eğitim, sağlık, konut faaliyetlerindeki aksamalar, işsizlikteki artış, elektrik, su, ulaşım, iletişim gibi temel hizmetlere ulaşılamaması, tarım ve endüstriyel ürünlerdeki hammadde ve yiyecek kıtlığı, yeniden yapılanmada kamu faaliyetlerinin artışından dolayı istihdamın değişmesi, ihracattaki azalış ve sonuç olarak kamu maliyesindeki açık olarak sınıflandırılabilir.

Doğal afetler, önceden alınan tedbir ve önlemler ile zarar minimum seviyeye çekilebilse de enflasyon, istihdam ve büyüme rakamlarını olumsuz yönde etkiler.

Şimdi soru şu: Doğal afetler artmaya devam ederken dünyada ekonomi yönetimi nasıl olurda enflasyon geçici, ekonomi büyüyecek, istihdam artacak diye biliyorlar?

Doğal afetlerdeki zararlar öz sermayeden karşılanır, iç kaynaklar daha ne kadar dayanabilir?

Finansal sermaye de ciddi bir kayıp olduğunu, daha da çok olacağını hepimiz biliyoruz ancak görmek, bilmek ve karamsar olmak istemiyoruz.

Finansal piyasalardaki belirsizliğin artması, beklentilerin ciddi şekilde olumsuz etkilemektedir.

Türkiye’de yaşanabilecek yeni afetlere ne kadar hazırlıklıyız?

Türkiye’de en çok can ve mal kaybına neden olan doğal afet depremdir.

Uzmanlar deprem olma olasılığı ile her yıl zarar verecek olan deprem olasılığını yüzde 63 olarak değerlendiriyorlar.

İkinci sırada ise sel olayları vardır.

İklim değişikliği, beşeri faktör ve çevresel faktörlerden dolayı meydana gelir.

Heyelan ve çığ ise devamında gelen afetlerdir.

Can ve mal kayıplarının artmasındaki faktörün başında önceden alınmayan, görülmek istenmeyen tedbirsizlik olduğunu bilmeyen yok.

Dask, sigorta veya farklı risk sigortalarını Türkiye’de yaptıranların sayısı kaç?

Ölümü göze alarak uçurum rampalarına, dere kenarlarına ev yapanlar kim?

Kurum, kuruluş ve hükümetler, felaketlerden sonra birçok taahhütlerde bulunarak zararların karşılanacağını söylerler.

Ancak imara izin verilen bölgelerde doğanın katledilmesine kimler neden göz yumdu?

Bir tane doğru vardır ve herkesin o doğruya uyması gerek.

Kanun ve yasalara uymayanları cezalandırmak yerine tapu veya af ile ödüllendirirsek doğal felaketlerin ekonomik bedelini tüm yurttaşlar ödemek zorunda kalır.

Kişisel görüşüm, çoğu yurttaşın afetlere karşı hazırlıklı olmadığı, doğamıza sahip çıkamadığımız yönündedir.

Deniz ve ormanlarda çöp yığınların artması, çoğu kişinin umursamadan doğayı kirletmesinin mutlaka sonuçları olacaktır.

Tarım arazilerinin tahribata uğrası gıda fiyatlarının da artışına neden olacaktır.

Tarım arazine sahip çıkmamız gerektiği gibi, gıda fiyatlarının enflasyonu daha da artıracağını unutmamak gerek.

Toplumsal farkındalık artmadıkça, yöneticiler rant ekonomisini bırakmadıkça, doğaya sahip çıkmadıkça maalesef bedel ödemeye devam edeceğiz.

Türkiye genelinde en gözde ormanlıkları kim katledenlerin, imara açanların, milyonluk villalarda rant sağlayanların bugün sosyal medyada üzüntülerini dile getirmeleri gerçekten komik.

Deprem hazırlığını sadece kentsel dönüşüm projelerine bağlamak, çözümün sadece yeni konut olduğu düşünmek bana göre yanlış.

Önce imar yasalarının değişmesi, yeni ruhsatlardan önce yeni ve uzun vadeli projeleri konunun uzmanı kişilerden destek alarak yapılması gerektiğini düşünüyorum.

Sonuç: Türkiye’nin doğal felaketlere hazırlıklı olan bir ülke olmadığını düşünüyorum.

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.

islammemis

Yazar: İslam Memiş

Tether’den sosyal medya platformuna stratejik yatırım

Dünyanın en büyük stablecoin ihraççısı Tether, video paylaşım platformu Rumble’a toplamda 775 milyon dolarlık stratejik bir yatırım gerçekleştirdi. Bu adım, Rumble’ın geçtiğimiz ay fazla nakit rezervlerinden 20 milyon doları Bitcoin’e ayıracağını duyurmasının ardından kripto dünyasıyla daha yakın bir ilişki kurmaya dair bir hamle olabilir. Rumble hisseleri son dönemde değer kaybetse de Tether’in platforma yaptığı yatırım ...

Bağlantıyı kopyala