Asset-Backed Token’lar Gümbür Gümbür Geliyor!

önce yayınlandı , Son güncelleme önce

Okuma Süresi: 6 dk

Paylaş:

Size bu haftaki yazımda 2022 yılından başlayarak çok önemli hale gelecek olan “asset- backed tokens” yani varlığa dayalı token’ları anlatmak istiyorum. Varlığa dayalı token’lar şu anda gündemimizde fazla yer almıyor, varsa yoksa bitcoin ve altcoin’leri konuşuyoruz ancak bu yazıda anlatacağım token’ların pazar büyüklüğü çok hızla büyüyecek ve muhtemelen iki-üç yıl içinde trilyon dolarları bulacak.

Varlık tokenizasyonu kavramı önemli bir popülerlik kazanmaya aday, zira, bir kişi varlıklarını tokenleştirdikten sonra eskiden elde edemediği çok fazla avantajı bir defada elde ediyor. Kişi ihtiyaçlarına ve tercihlerine bağlı olarak bu token’ların bir kısmını veya tamamını kendi blokzinciri cüzdanlarında saklayabiliyor ve istediği zaman satıp başka bir varlıkla veya token’le takas edebiliyor, ve tüm bu işlemleri bankalar ve geleneksel merkezi borsalar dışında yapabiliyor.

Aşağıda verdiğim iki numaralı referansa göre 2026 yılında sadece Avrupa’da 916 milyar euro büyüklüğe ulaşması bekleniyormuş bu token’ların (Ref.2). Bir diğer kaynağa göre ise (Blockchain Council adlı site) 2021 yılında 2.3 milyar dolar olarak oluşmuş olan bu kategorinin 2026 yılına kadar 5.6 milyar dolar olması bekleniyormuş. (Ref.1) Aralarında çok büyük fark bulunan bu iki değerlendirmenin birincisi benim projeksiyonlarıma daha yakın sayılar içeriyor çünkü bu değerlendirme Tether gibi stable-coin’leri de içeriyor. Ancak eğer düşündüğüm gelişmeler olursa iki üç yıl içinde bu kategorinin değeri çok daha fazla fırlayacak ve çoklu trilyon dolarlara gelecek. Bunun nedenini sonuç kısmında anlatmaya geçmeden önce size önce varlığa dayalı token ne demek ve bunların nasıl kategorileri var biraz ondan bahsedeyim.

Genel olarak dijital varlıkları üç ana kategoride değerlendiriyoruz: Kriptoparalar, ki bugün Coinmarketcap sitesine göre bunların toplam büyüklüğü 1.85 trilyon dolar civarında seyretmekte, bu yazıda anlattığım varlığa dayalı token’lar ise tamamen başka bir kategorideler. Öncelikle çizdiğim şekile bakmanızı rica ediyorum:

Asset Backed Tokenlar Gümbür Gümbür Geliyor

Bu şekilde dijital varlıkları kategorize ederken iki numaralı referanstan ilham alarak ama oradaki çizimi epeyce değiştirerek yeniden çizdim. O kadar ki artık bu kategorizasyona kendi imzamı atabilirim (ve attım). Şekilde açık ya da koyu mavi renge boyadığım tüm kutular varlığa dayalı token’leri işaretliyor.

Finansal Varlıklara Dayalı Token’lar:

Finansal varlıklara dayalı token’lar bitcoin ve ether gibi şu anda kriptopara borsalarında alım-satımını yaptığınız coin ve token’ları içermiyor; bunları çizdiğim şekilde de gördüğünüz gibi tamamen ayrı bir kategori olarak (yeşil renkliler) değerlendiriyoruz. Şu anda yeşil renkli kutularda yer alan utility token’lar ve ödeme token’ları, ABD’deki SEC ve ülkemizdeki SPK kuruluşları tarafından yasaklı durumda değil. Zaten ödeme amaçlı token’lar dediğimizde de bunların dar bir kategori oluşturduğunu ve mesela Tether (USDT) gibi dolara endeksli stable-coin’leri içermediğini görüyoruz. Avrupa Birliği de ödeme araçlı token’ları elektronik para kanunları altında değerlendirme yoluna gitmekte.

Finansal varlıklara dayalı token’ların değer olarak önemli bir kısmını fiat paralara endeksli olanlar oluşturuyor. İsimlerine stable “coin” denilen ama aslında bal gibi token olan USDT ve USDC gibi dolara endeksli olanlar ve TRYC gibi TL’ye endeksli olanlar da var. Belki de bunlara varlığa dayalı demek de doğru değil, bunlar “yokluğa” dayalı token’lar aslında, çünkü FED tarafından ve diğer büyük ülke merkez bankaları tarafından uzun zamandır karşılıksız basılıyorlar!

Bunun dışında merkez bankalarının çıkartmayı planladıkları CDBC’leri de bu kategori altına aldım ancak uyarmam gerekir ki, merkez bankaları eğer blokzinciri uzayında değil de DLT (Distributed Ledger Tech) üzerinde, yani kamusal değil de özel ağlarda işleyen dijital paralar çıkartacak olurlarsa o zaman bu kutuyu da iptal edeceğim.

Bunların dışında bir de “bono”, “tahvil” ve “sukuk” gibi dönemsel borçlanma araçlarına endeksli finansal token’lar yapılıyor. Şu anda geleneksel borsalar içinde, örneğin ülkemizde BIST içinde alınıp satılan bono, tahvil ve sukuk gibi geleneksel borçlanma araçlarının, finansal token olarak, önümüzdeki yıllarda bolca kriptopara borsalarında (DeFi ve CeFi) alınıp satıldıklarını göreceğiz. Çizimimde bunları da koyu mavi bir kutuda işaretledim.

Gelelim ikinci koyu mavi kutuya: Hisse senedine endeksli token’ları da koyu mavi renkli yapıp varlığa dayalı finansal token altına koydum. Ancak dikkat etmemiz lazım ki Coinmarketcap sitesinde listelenen binlerce alt-coin’in büyük bir kısmı da aslında şirket hisse senedi benzeri token’lardan oluşuyor. Örneğin merkeziyetsiz bir vorsa olan UniSwap token’ları, (UNI) bu şirketin hisse senedi yerine geçen, varlığa dayalı, yani (tüm hak ve hukukiyle beraber) bu şirketin ortaklığına dayalı olarak basılmış token’lar. Bu kutuyu neden kriptoparalar başlığı altındaki yeşil kutular arasına koymadım? Bunun nedeni, bitcoin ve ether gibi “coin”ler, tanımları gereği varlığa dayalı değilken (algoritmaya yani yazılıma dayalı kabul ediliyor bunlar) UniSwap şirketinin token’ları gibi hisse senedi formatında olanlar ise ERC-20 yazılım class’larıyla programlanıyorlar ve insanların elinde tuttukları, yatırım yaptıkları şirket hisselerine tekabül ediyorlar.

Emtiaya dayalı token’lar:

Bu hafta aslında en çok bunlardan bahsetmek istiyordum. Rusya’ya uygulanan finansal yaptırımlar, özellikle de bu ülkenin insanlarının ve şirketlerinin SWIFT para yollama ağından çıkartılması sonucunda ortaya çıkan yeni dünya gerçeğinde emtiaya (yani commodity’lere) dayalı token’ların hızla yükselişine tanık olacağız. Emtiaya, (metalar demek) yani ticarete konu olan mallara karşılık gelen token’ları konuşuyoruz bu yazıda. Mesela buğday, darı, fındık, pirinç, petrol, zeytinyağı ve tüm baklagiller bu mallara örnek olarak sayabileceklerim. Demek ki burada saydığım herşeyin tokenizasyonu yapılabilir. Hatta tüm metaller, mesela gümüş, altın, paladyum, bor, nikel, krom gibi elementler de bu kategoride tokenize edilebilir ve ediliyorlar da. Örneğin Rusya önemli bir paladyum ihracatçısı ve o konuda pazarı elinde bulunduran kuruluş bu yıl başında bu madenin tokenizasyonu için Rusya merkez bankasından lisans almış durumda.

Bu kategorinin içerdiği emtiayı gördünüz. Bu demektir ki, metalara dayalı token’ların merkezi veya gayri merkezi kriptopara borsalarında alınıp satılmaya başlaması durumunda nasıl pazar payları ve nasıl trilyonluk değerlemeler oluşabileceğini de gördünüz.

Gayrimenkul da varlığa dayalı ve fiziksel karşılığı olan bir kategori. Tarla, arsa veya ev- bina gibi taşınmaz varlıkların da tokenizasyonu yapılmakta. Bu alanda da teknolojik çalışmalar yapılıyor, işin hukuki tarafı da hazırlanıyor. Ancak bu başlı başına bir yazının konusu olduğundan burada kesiyorum.

NFT’ler:

Varlığa dayalı token’lar kategorisine aslında NFT’leri de almam lazımdı. NFT’lerin dışarıda kalıp kendi başlarına bir kategori oluşturmalarına en büyük neden, bu varlıkların hem fiziksel hem artistik hem de uçucu (ethereal) üretimleri de kapsamalarıdır. Mesela ben bir karikatürü de NFT’leyebilirim, bir saatlik sanatsal performansı da, bir saatlik yazılım dersini de, bir günlük rençber emeğini de. O nedenle NFT’lerin ayrı bir kategorisinin olması gerektiğini düşündüm ve onları varlığa dayalı başlığının altına koymadım.

Neden ve Sonuç:

Bu yazıda asset-backed token’ların yakında yükselişe geçeceğini ifade etmeye çalıştım. Şimdi bunun nedenine gelelim: 1945 yılında imzalanan Bretton Woods anlaşması ile fiat paraların altın karşılığına son verilip yerine dolar konulmuştu. Çok derinliğine girmeden sonuca bağlayayım; bu son Ukrayna-Rusya operasyonu ile oluşan zincirleme reaksiyon sonucunda Bretton Woods rejimi hızla yıkılışa gidiyor. Bunun yerine gelecek olan yeni rejim ise karşılıksız para basmayı tamamen bitirip onun yerine varlığa dayalı token’lardan ibaret bir sistem olacak. İşte bu yazıdaki tabloda gördüğünüz kutular yakında hayatımızda epeyce yer alacak ve arkasında varlık desteği olmayan “kağıt” paralar çok uzak olmayan bir gelecekte bitecek.

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.

cemilsinasiturun

Yazar: Cemil Şinasi Türün

Saylor, Microsoft’u Bitcoin konusunda ikna edebilecek mi?

MicroStrategy Yönetim Kurulu Başkanı Michael Saylor, Microsoft’un yönetim kuruluna Bitcoin sunumu yapacak. Dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden biri olan Microsoft, Bitcoin satın alabilir. Şirketin yönetim kurulu, Bitcoin’in şirket sermayesine eklenmesini tartışıyor. Şirketin yönetim kurulu Bitcoin’e mesafeli yaklaşıyor. Gündemde yer edinen son haberlere göre, yönetim kurulu söz konusu teklifi reddedecek. Bitcoin stratejisiyle milyarlarca dolar kâr elde ...

Bağlantıyı kopyala