Bitcoin’i Elitler mi Tasarlattı? – 1

önce yayınlandı , Son güncelleme önce

Okuma Süresi: 7 dk

Paylaş:

Ünlü bir tartışmaya son noktayı koymaya hazır mısınız? Yıllardır tartışılan bir konuda, elimdeki önemli bilgileri sizlerle paylaşacağım iki haftalık bir yazı dizisine başlıyorum.

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, ben komplo teorilerini sevmem, komplo teorilerinden beslenilmesini de doğru bulmuyorum. O yüzden burada yazdıklarım da teori kategorisinde değildir, kesin bilgilerdir. Kesin olmadığı zaman ben zaten sizi uyaracağım, bu kısmı belirsiz diye. Evet, bu tartışmalı konuda bir de benim yorumumu dinleyin istedim.

1988 yılının ocak ayı başındaki Economist dergisi kapağında enteresan bir görsel yayınlanır. Bu görselde küllerinden doğan Zümrüdü Anka Kuşunun (yabancılar bu kuşa Phoenix derler) altında alevler yanmaktadır, ayaklarının altında dolar da dahil kâğıt (fiat) paralar üst üste dizilidir. Alevler bu paraları yakmaktadır, Anka Kuşu da bu alevlerden yeniden doğmaktadır.  Kuşun göğsünde ise “10 Phoenix 2018” ifadesi yazılı bir metal para var.

Şimdi bu kapak tanık gösterilerek denildi ki, “…efendim bu malum ailelerin dergisi zaten, onlar ta 1988 yılında adı sonradan Bitcoin olacak olan kripto parayı yapacaklarını biliyorlardı. Tam 30 yıl önceden de bunu şifreli bir şekilde bu kapaktan duyurdular”. Bu elitler de içimize korku salmak için yapmış olsa gerek bu tür hinoğlu hinlikleri. Bitcoin ve kripto paralar konusunda ülkemizin önde gelen uzmanlarından olan arkadaşım İsmail Hakkı Polat geçen yılın ağustos ayında bir tweet dizisi yayınlayıp bu makalenin içinden bazı cümleleri tanık göstererek özetle dedi ki, “Bu yazının konusu Bitcoin değil, şu anda merkez bankaları tarafından çıkartılmaya çalışılan kripto ya da dijital paralardır”. Yani İsmail Hakkı Hocama göre burada kastedilen Bitcoin değil. Ben de ona temelde katılıyorum ama… Aması var!  Okuyalım ve görelim bakalım aması neymiş? Acaba bu resmi koymalarının ardında gerçekten de bir çalışma var mı?

İşte bugün size bu muammanın ardında olup, bugüne kadar hiçbir yerde yazılı olarak anlatmadığım bazı gerçekleri açıklayacağım. Ve bu gerçekleri okuduğunuz zaman, yazının sonunda siz kendi kararınızı vereceksiniz, bu kapak tesadüf müymüş, değil miymiş diye.

Önce yıllar öncesine gidelim ve 1987 yılında yayınlanan bir kitabın içine göz atalım. Kitabın adı “Media Lab, inventing the future at MIT” ve yazarı da Stewart Brand. Elimde şu anda bu kitabı tutuyorum, giriş sayfasında mor renkli 0.2 rapido kalemle kendime aldığım not duruyor: Şubat 90 Berkeley, CA. Bu kitabı bunca yıl sonra tekrar anma sebebimiz için biraz sabrediniz, az sonra bu kitapta yazanların doğrudan Economist 1988 kapağına bağlandığını göreceksiniz.

Kitap, MIT’nin (Massachusetts Institute of Technology) bünyesinde kurulmakta olan Media Lab isimli bir laboratuvarın tanıtımını yapmak amacıyla ısmarlama olarak yazdırılmış. Stewart Brand, o senelerde, yani dijital dünyanın hayali bile henüz ortada yokken Whole Earth Catalog isimli marjinal bir magazin çıkarmaktaydı. Steve Job’a atfedilen “stay hungry, stay foolish” (aç kal, abdal kal) sözünün asıl kaynağı Stewart Brand’in bu büyük format magazinidir. Bu söz aslında Doğu felsefesine aittir ve ülkemizde mistik felsefe ve Sufizm ile ilgilenenlere hemen tanıdık gelecektir.

Bu kitabı bana ilk olarak 1989 yılında ABD’ye yaptığım ilk seyahatte o sırada New York’da okuyan bir sınıf arkadaşım göstermişti. Ve özellikle de bu kitabın içindeki 12. bölüme bak demişti. O bölüm kitabın geri kalanı ile hiç ilgisizdi ve orada neden olduğu bile meçhuldü. Kitabı şöyle bir inceledim ve bir sonraki sene yine ABD’ye seyahat fırsatım çıktığında Berkeley’den satın aldım. Genç okuyucuya hatırlatmak isterim ki, 1990’ların başında henüz internet yaygın değildi, yani yoktu ve Amazon gibi online kitapçıların ortaya çıkmasına da daha 5-6 sene vardı. Ülkemizde de bu tür kitaplar kolayca temin edilemiyordu.

1987 basımı Media Lab kitabının bahsettiğim bu 12. bölümü beni o zaman da şok etmişti hala da şok ediyor. Bölümün adı The World Information Economy (dünyanın bilgi ekonomisi) ve 20 sayfa uzunlukta. Size birazdan bu bölümden pasajları dilimize çevirerek aktaracağım. Ancak öncesinde şunu belirtmek isterim: 1990’ların ortasında vermeye başladığım Cyberculture isimli dersimde öğrencilerime bu bölümü daima fotokopi olarak verdim ve tartışmalarını istedim. İşte nihayet bu tartışmayı sizlerin önünde yapmak kısmet oldu.

Brand, bölümün hemen başında Peter Schwartz adlı bir kişiyi bize tanıtarak başlıyor.  1981’den 1986’ya kadar Bay Schwartz, Royal Dutch Shell isimli dev petrol şirketinin stratejik planlama bölümünde çalışmış. O yıllarda Shell, 100 milyar dolar cirosuyla dünyanın en büyük üç şirketinin arasındaydı ve 120 ülkede 160,000 çalışanı vardı. Diğer iki şirket ise Exxon ve General Motors idi. Şimdi dikkat: 1987 yılında Schwartz ve ortağı Jay Ogilvy, Londra Borsası (London Stock Exchange) tarafından dünya finans piyasalarının geleceği hakkında senaryolar yazmaları için stratejik danışman olarak görevlendirilmişler. Hayatının daha önceki dönemlerinde Peace Corps çalışanı da olmuş olan Schwartz ve o sırada 40 yaşında. Şimdi gelen başlığa bir bakınız hele:

 World Money (Dünya Parası)

Bu başlığın hemen ardından başlayan kısım Dünya Para Sistemi üzerine Peter Schwartz’ın düşünceleri ile devam ediyor. “İçinde bulunduğumuz yüzyılı sanayileşmenin yapısı belirledi. “On dokuzuncu yüzyılın sonuna doğru hayat ve dünyanın nasıl örgütleneceği hakkında bir dizi kural koyuldu. Büyük şehirler ortaya çıktı, şu anda kullandığımız teknolojiler ortaya çıktı ve bunlar da sahip olduğumuz ekonomik yapılara yol açtı. Bunlar daha sonra sorgulanmadan kabul ettiğimiz ve hayatımıza giren yapılara yol açtı”.

“Şimdi artık teknoloji ilerledi ve artık değer yaratma süreci, üretimin maddeye şekil vermesiyle değil,  giderek artan şekilde bilginin şekillendirilmesi ile olmaya başlıyor. Yani, nesnelerin dönüşümündeki katma değer, bilgiyi çeşitli şekillerde anlama ve kullanma kapasitemizle ilgili olacak bundan sonra. Eğer durum buysa, kendinize sormalısınız, bu yeni sistemin kuralları nasıl yazılacak”?

“Temel bilgi teknolojileri, yani bizim konumuz olan şeyler, telekomünikasyon ve bilgi işlemdir. Peki değişimi ne sürükleyecek? Şu andaki endüstrileşmenin itici gücü, tekstil, çelik ve otomobil gibi şeylerin üretimi olmuşken, yeni bilgi-zengini sisteme hükmedecek iki büyük sistem, global çapta finans sektörü ve elektronik eğlencedir. Finans ve elektronik eğlencenin nasıl gelişeceği diğer her şeyi derinden etkileyecektir”.

Yukarıdaki son cümleyi ben italik yaptım. Bu adam bu sözleri söylediği sırada world wide web denilen ve bugün adına kısaca internet dediğimiz global ağın fikri bile ortada yoktu.  Birazdan söyleyecekleri ile birleştirdiğimizde aslında Schwartz ve ortağı Ogilvy’nin dünyanın büyük patronlarına bilgi ekonomisine dayalı bir gelecek senaryosu satmış olduklarını anlayabiliyoruz. Okumaya devam edelim:

“Finans konusunda gördüğümüz kadarıyla üç konuda değişim oluyor. Bir, pazarlar küreselleşiyor, iki etkileşime giriyorlar ve küreselleşmeyi daha da ilerletiyor ve nihayet üç, dev boyutlarda büyüyorlar. Gördüğüm en son rakamlar, 1986’da uluslararası döviz işlemlerinin 87 trilyon dolara ulaştığını gösteriyor. 87 trilyon dolar. Yani ABD Gayri Safi Milli Hasılasının yirmi üç katı.”

Schwartz: “1970’lerden önce yılda bir, iki bilemediniz üç trilyon dolarlık bir hacim vardı. 1985 yılında bu sayı aniden 65 trilyon dolar oldu ve 1984’ün de iki katıydı bu. Doların diğer ülke paralarına karşı değerinin değişimi ayda birkaç sent iken arbitraj çok kıymetli bir konu değildi. Ama sonra ne oldu, doların uluslararası piyasalarda fiyatı günde 2-3 sent oynadığı zaman, birdenbire milyarlarca doların bir oraya bir buraya transferi, mesela sabah Tokyo’dayken öğleden sonra Paris’e transferi çok karlı bir iş olmaya başladı. Burada günde on milyonlarca doların hiçbir risk olmadan kazanılmasından bahsediyoruz.”

Ve Devam Ediyor…

“Geçen sene 87 trilyon dolar hızla ve bilgisayar ağlarından oradan oraya transfer edilirken, dünya ticareti bunun onda biri bile değildi. Gördüğünüz gibi artık oyunun adı paranın hareketi ve bu iş ticaretten yani ekonomiden bağımsız bir olay!”

Stewart Brand bu noktada soruyor:

“Bunun sonuçları ne kadar hayati?”. Schwartz’ın cevabı: “Çok hayati” .

İşte buraya kadar size 1987 yılında Boston’da bir otel odasında yapılmış bir söyleşiden pasajlar aktardım. Bu sözleri söyleyenler, o sırada Londra Borsasının strateji danışmanı olan kişiler. Yani malum elitlerin parasını ödediği ve onlar için gelecek senaryoları geliştiren kişiler. İşte, haftaya bu yazının devamında, Schwartz ve Ogilvy’nin sonuç raporunu size açıklayacağım ve bu sonuç raporunun da Economist dergisinin editörleri tarafından çok muhtemelen okunmuş olduğunu göreceğiz.

O kapak gerçekten tesadüfü müymüş yoksa arkasında bir çalışma ve akıl var mı, sizler de kendi kararınızı haftaya yazının ikinci (ve son) bölümünü okuyunca verirsiniz.

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.

cemilsinasiturun

Yazar: Cemil Şinasi Türün

Donald Trump destekli kripto projesi sınıfta kaldı

Donald Trump ailesinin destek verdiği merkeziyetsiz platform World Liberty Financial, ilk token satışında büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. Başlangıçta hedeflenen 300 milyon dolarlık token satış hedefinin sadece yüzde 3,4’üne ulaşılması projedeki aksaklıkları gözler önüne serdi. WLFI tokenının satışı 15 Ekim’de tanesi 1,5 sentten satılacak 20 milyar token için başladı. Ancak sadece 14 saat içinde yaklaşık ...

Bağlantıyı kopyala