Dünya Ekonomik Forumu Başkanı Klaus Schwab büyük sıfırlamayı şu söylerle duyurdu: “Kovid-19’un tüm sonuçlarını ele almak ve ekonomik, sosyal, ekolojik düşünce yapılarımızı sıfırlamak adına geleceğe birlikte yürümek için yapılan büyük bir uyandırma çağrısıdır.”
Tüm dünyadaki gelir ve sermaye dağılımındaki eşitsizlik, ekonomilerin daralması ve eşitsizlik ve daha niceleri.
Büyük sıfırlama ne anlama geliyor?
Aslında ekonomide sıfırlama yeni bir kavram değil. 2008 ekonomik kriz buhranıyla start verildi. 2014’de Dünya Ekonomik Forumu’nda bugünkü Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, büyük sıfırlamadan bahsetmişti.
Ancak 2019 Ekonomik Forumu Zirvesi’nde konu daha ciddiyetle ele alınmaya başlandı.
2020’de düzenlenen 50. Dünya Ekonomik Forumu’nda büyük reset çok konuşuldu ve tartışıldı.
Kapitalizm temelli ekonominin 2008 krizi sonrası istenilen seviyede büyümemesi birçok problemi beraberinde getirdi.
1980’den itibaren uygulanan neoliberal politikalar gelir dağılımındaki eşitsizliği artırdı.
Dünyanın karşılaştığı en büyük kaos Kovid-19 oldu.
BM verilerine göre en az gelişmiş ülkelerde 32 milyon insan aşırı yoksulluğa sürüklenebilir.
47 en az gelişmiş ülkede 1,6 milyar insan yaşadığı düşünülürse bu tablo oldukça vahim.
Büyük sıfırlamayı savunanlar dünya ekonomisinin yeniden inşa edilmesini savunuyor.
Büyük sıfırlamayla beraber
Sınırsız bir dünya hedefleniyor.
– Sürdürülebilir
– Adil
– Kapsayıcı
– Dijital
Fakat asıl endişe ettikleri insanların sokağa çıkıp isyan etmeleri. Yani toplumsal kaos. Bundan kaçınmak istiyorlar. Bir reform hareketinin başında olmak istiyorlar. Süreci destekleyenler Kovid-19 ile beraber güzel bir zemin yakaladıkları görüşünde.
Hatta Dünya Ekonomik Forumu Başkanı Klaus Schwab bunun hakkında bir kitap yazdı.
Bu kitapta beş öncelik sıraladı:
1- Toplumsal sözleşmelerin daha kapsayıcı hale getirilmesi
2- Doğa dostu, yeşil enerji
3- İnsanı temel alan teknoloji ve dijitalleşme
4- Paydaş kapitalizmine geçiş
5- Küresel ve bölgesel iş birliklerinin güçlendirilmesi
Schwab sonra bir kitap daha yazdı ve bu kitapta devlet kapitalizmi, hissedar kapitalizmi ve paydaş kapitalizmi başlıklarına öncelik verdi. Bu başlıklar ve öneriler ile dünyayı kendileri yönetmek istedikleri anlamına geliyor. Çünkü küreselleşme mevcut ama küresel bir yönetim yok. ‘Ancak biz büyük küresel şirketler olarak küresel yönetimin başına geçebiliriz’ diyor. Bunun için de tabii ki kâr amacı gütmediklerini, herkesin refahını önemsediklerini iddia etmek zorundalar.
Hissedar kapitalizm
Hissedar kapitalizmde hissedarların kazanması ve firmanın kazanması öncelikliydi. Fakat paydaş kapitalizmde firma sadece hissedarlarına veya şirket sahiplerine kazandırmasın istendi. Bu firma para kazanırken de çevreyi de kirletmesin. Etraftaki insanları da gürültüden rahatsız etmesin. Yani, üretime ve kâra dayalı bir kapitalizm değil de insana ilerlemeyi, standartları ve yaşam standartlarını iyileştirmeyi, gezegene faydalı olacak bir kapitalizm.
Büyük sıfırlamadaki alt başlıklar şöyle:
– Sağlık sistemleri
– Uluslararası güvenlik
– Şehirleşme
– Turizm
– Ulaşım
– Vergilendirme
– İnsan Hakları
– Hukuk
Bu süreci bir seçenek değil, ihtiyaç olarak görüyorlar. Dijitalleştirerek daha yönlendirilebilen toplum dizayn ediliyor.
Gerçekler
İsim babası Klaus Schwab’ın olduğu büyük resette her şeyin sıfırlanması amaçlanıyor: Dünyayı yeniden inşa etmek ve yeni bir dünya kurmak.
Ekonomi, üretim modeli, yeşil enerji, sağlık, toplum modeli, sosyoloji, paradigma değişimi. Siyasi, ahlaki, sosyolojik, ekonomik gibi tanımların değişmesi.
Dünya Ekonomik Forumu büyük bir yapı. 2020’de Klaus Schwab bunun takdimini yaptıktan sonra kürsüye bugünün İngiltere Kralı Prens Charles’ı çıkardı. Bugünkü düzenin yetersiz ve kırılgan olduğunu söyleyen Charles, sağlık hizmetlerinde oldukça zayıf olduğumuzu ve doğaya zarar vererek ciddi felaketlerle karşılaşacağımızı uyardı.
Peki asıl amaç ne? Dünyanın kontrol yapısını değiştirmek. Bürokratik oligarşinin, şirket oligarşisine geçişi. Dünya üzerinde bütün mülkiyet ve yapısının şirketleştirilmesi. Şirketlerin de kiralama modeliyle insanlara “cenneti” vadetmesi. “2030 yılına geldiğiniz zaman hiçbir şeye sahip olmayacaksınız, çok mutlu olacaksınız, ne isterseniz kiralayacaksınız, üzülme, endişelenme” diyorlar. Eğer insanlar her istediğini kiralayabilecekse kimden kiralayacak?
Demek ki bunların bir sahibi olacak.
II. Dünya Savaşı sonrası doları rezerv para ilan ettiler. Kendilerinin sınırsız bastığı para.
Federal yani şirketin bastığı para. Devletin değil. Merkez bankaları şirkettir, devlet değil.
Sınırsız bastıkları parayı ne yapıyorlar? Satıyorlar. Özel mülkiyetin 3’te 2’si bu şirketlerin.
Ve sürekli el değiştiriyor. 2030 yani büyük resetleme öncesi büyük bir ekonomik kriz yaşanması lazım.
2020 Mart’ta yaşanan küresel borsa çöküşü ilk adımdı. İkinci büyük çöküşte merkez bankaları öyle bir tepki verecek ki, para basarak dünyayı kağıt parçasına paraya boğacaklar.
İnsanlık tarihinin görmediği miktarda para basacaklar. Karşılıksız ve borç olarak.
Yeşil yeni mutabakat sağlanacak. Bunun için belirlenen bütçe 100 trilyon dolar.
Şuan dünyada böyle bir para yok ama karşılıksız olarak basacaklar. Dünyada tüm devletlere ve hükümetlere dağıtacaklar. Siyasi hükümetleri ticari hükümetlere dönüştürmekte büyük bir adım olacak.