Dijital Dünyada Cüzdanların Önemi

önce yayınlandı , Son güncelleme önce

Okuma Süresi: 6 dk

Paylaş:

Bu yazımızda, kripto dünyasını dolaşırken elimiz ayağımız olan cüzdanların kullanımında yaşanan sorunlara değineceğiz. Bir sonraki yazımızda ise bu sorunların önümüzdeki dönemde nasıl çözüleceğine bakacağız.

Dijital dünyada sahiplik

Dijital dünyanın hayatımıza girmesiyle oluşan ekonomik potansiyelden en büyük payı, biz bireylerin bu dünyada rahatça hareket etmesine yardım eden aracıların aldığına daha önce sıkça değindik.

Blokzincir dijital dünyada tam sahiplik kavramını getirdi

Biz bireylerin güvenli bir şekilde hareket etmesinin önündeki temel engel neydi? Bu dünyanın herkesin olduğu gibi hackerların da erişimine açık, tehlikeli bir yer olması ve bu vahşi ormanda yolumuzu bulmak için aracıların güvenli kollarına ihtiyaç duymamız. Aynı zamanda bu dijital dünyada herhangi bir varlığa sahip olduğumuzu kanıtlamak için aracıların onayına muhtaç olmamız. Benzer şekilde bir başkasının elindeki bir dijital varlığın tek ve o kişiye ait olduğunu teyit etmek için de yine bu aracılara gitmemiz. Neden? Çünkü dijital dünya akışkan bir yapı ve içindeki bilgiler her an değiştirilebilir. İşte blokzincir bu akışkan dünyada bilginin değiştirilemez bir biçimde tutulabilmesine olanak veriyor. Bu sayede, kişi içi rahat bir şekilde dijital varlık sahibi olabiliyor, üstelik bunu sağlamak için artık herhangi bir aracıya da ihtiyaç duymuyor.

Tam dijital sahiplik hem büyük bir güç hem de sorumluluk demek

Herhangi bir aracıya ihtiyaç duymadan tam bir dijital sahiplik çok büyük bir güç. Aracıların getirdiği maliyet, bürokrasi ve sansür gibi sıkıntıları ortadan kaldıran büyük bir rahatlık. Bu madalyonun bir yüzü. Madalyonun diğer tarafında ise, bu gücün aynı zamanda büyük sorumluluk getirmesi var. Zira, arada aracı olmayınca bu koca dünyada tek başınıza kalıyorsunuz. Başınız sıkıştığında arayacağınız bir ‘destek merkezi’ ya da hukuki bir sorun yaşadığınızda şikayet edebileceğiniz birileri yok. Size yardım adına burada olan yazılımlar ise soğuk ve ‘kullanıcı deneyimi’ anlamında hâlâ oldukça gerideler.

İşte bu temel engel nedeniyle, merkeziyetsiz sistemler başta özellikle erken kullanıcılar sayesinde hızlı bir büyüme sağlarken, geniş kitlelerce benimsenme konusunda yavaş kaldılar. Peki, bu durum böyle sürecek mi? Teknoloji dünyası bu temel sorunun uzun zamandır farkında, ancak eldeki kaynaklar şimdiye kadar çoğunlukla blokzincir altyapısının kurulması için harcandı. Altyapı konusu yavaş yavaş hallolmaya başladığı için sıra artık ‘merkeziyetsiz sistemleri nasıl daha büyütürüz?’ konusuna gelmeye başladı. Bundan ‘kullanıcı deneyimi’ alanındaki sorunların daha fazla konuşulacağı ve planlanan geliştirmeler ile birlikte bu sorunların da sırayla çözülmeye başlanacağını anlıyoruz. Gelin bu geliştirmelerin en önemlilerinden birine bakalım şimdi.

Dijital cüzdan ne tam olarak?

DeFi ve diğer merkeziyetsiz sistemlere ulaşabilmenin temel yolu dijital bir cüzdana sahip olmak. Bu dijital cüzdan, telefonunuza yükleyebileceğiniz bir uygulama ya da bilgisayarınıza yükleyeceğiniz bir program olabilir. DeFi üzerinde kullanmak istediğiniz herhangi bir hizmetin web sitesine gittiğinizde genelde sağ üst köşede bulunan ‘cüzdanını bağla’ tuşuna basarak cüzdanınızın hizmet sağlayıcı ile anında iletişime geçmesini sağlıyorsunuz. Sonrasında yapmak istediğiniz işleme cüzdan üzerinden onay veriyorsunuz ve saniyeler içinde işlem tamamlanıyor.

Belirli bir öğrenme eğrisini geçtikten sonra cüzdan kullanımı oldukça rahat ve pratik bir hale geliyor. Yine de cüzdan kullanımı konusunda hâlâ pek çok sorun mevcut. Neler bunlar?

Dijital cüzdanların sorunları neler?

Cüzdan dediğimiz aslında blokzincire erişimi sağlayan bir uygulama. Bu uygulamanın çalışması için cüzdan ilk kez kurulurken verilen 12 ya da 24 kelimenin bir kenara not edilmesi gerekiyor. Bu kelimelerin unutulması, kaybedilmesi ya da daha kötüsü çalınması bir kullanıcının başına gelebilecek en büyük problemlerden bir tanesi. Kullanıcının böyle bir durum ile karşılaştığında, ilk bakması gereken cüzdana hâlâ erişimi olup olmadığı. Eğer erişimi varsa, hemen yeni bir cüzdan kurup (bunlar parasız olduğu için istendiği kadar kurulabilir) dijital varlıkları bu yeni cüzdana aktarmak gerekiyor. Peki ya cüzdanın bulunduğu telefonu kaybettiyse, yani cüzdana da erişimi yoksa? O zaman ‘yandı gülüm keten helva’, bütün varlıklar gider. Net – hiçbir şekilde kurtarma imkanı yok. İşte kullanıcı açısından en büyük tehlike bu. Neyse ki ileride değineceğimiz yeni uygulamalar ile bu sorun yavaş yavaş ortadan kalkacak.

İkinci büyük konu pratiklik konusunda yaşanabiliyor. Kullanıcının merkeziyetsiz dünyada yapmak istediği her bir işlem için o hizmeti veren siteye izin vermesi gerekiyor. Bu da, her bir işlem için tek tek cüzdan üzerinden onay butonuna basmak demek. Çok büyük bir sorun mu? Hayır, ama özellikle ileri seviye kullanıcılar, aynı hizmetleri defalarca kullandıktan sonra sürekli aynı izinleri tekrar vermek istemeyebiliyor. Zira, izinlerin özellikle paraya dokunan kısımlarının blokzincir üzerine yazılması gerek, bu da blokzincir üzerinde bir işlem ücreti vermek anlamına geliyor ve kimi durumlarda bu maliyet kullanıcıya ‘batmaya’ başlıyor. Daha pek çok ufak tefek sorun var, ama biz şimdilik bu ikisine odaklanalım.

Sorunu anladık, peki çözümü ne?

Cüzdan çeşitlerini ikiye ayırmak mümkün. Bunlardan birincisi, yukarıda örneğini verdiğimiz basit cüzdanlar 1. Şu an geniş kitlelerce bu cüzdan çeşidi kullanılıyor. Bu cüzdanlar en basit şekli ile kullanıcıya ait özel anahtarları saklıyorlar. Bu anahtarları bir nevi şifre gibi düşünebilirsiniz. Blokzincir üzerinde herkesin görebildiği bir hesap numarası (adres) var ve bu hesap numarası sadece bu özel anahtar ile açılabiliyor. Yapılan her işlemin ve bu işlemleri gerçekleştirmek adına blokzincir üzerinde ortaya çıkan tüm masrafların ödenmesi için bu özel anahtara ihtiyaç var.

Aslına bakarsanız bir başka cüzdan çeşidi daha var. O da basit cüzdanları akıllı kontrat haline getirmek yoluyla ortaya çıkan bir tür. Böyle yaptığınızda yukarıda yazdığımız cüzdanlar ile ilgili her tür sorunu akıllı kontratlar aracılığıyla rahatlıkla çözebiliyorsunuz. Önümüzdeki yazımızda, bunun detaylarına bakacağız.

Arkası yarın

Blokzincirin temelini oluşturan cüzdanların akıllı kontrat haline getirilmesi, pek çok insanın özellikle ilk aşamada yaşadığı sorunları çözmelerini sağlayacak. Bu da merkeziyetsiz sistemlerin geniş kesimlere ulaşması için çok önemli bir katalizör olacak.

Bu sayede artık çalınma, kaybedilme ya da unutulma durumunda cüzdanlar hızlıca ulaşılabilir olacak. Diğer yandan sık kullanım sırasında yaşanan gereksiz işlem onayları ve masraflar da ortadan kalkacak. Yani kısaca cüzdanlara kişiselleştirilmiş bir kullanıcı deneyimi getirebilmek mümkün olacak 2.

Nasıl olacak, bunu önümüzdeki yazımızda açacağız. Üstelik akıllı kontrat cüzdanların getireceği daha nice yeni faydaya değinerek. Bizde kalın 🙂

Notlar:

  1. EOA: Externally Owned Account denen bu cüzdanlar, ESDCA denen artık eski kalmış bir imzalama yöntemi ile işlemleri onaylıyorlar. Bir sonraki yazımızda işin teknik tarafına ağırlık vereceğiz.  
  2. Şu anda bunu derme-çatma sağlayan belli cüzdanlar (örneğin Argent, Gnosis) mevcut, ancak ileride bu özellikler Ethereum blokzincirinin içinde otomatik (native) olarak gelecek.  

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.

turansert

Yazar: Turan Sert

“Bitcoin ETF’leri satış baskısının etkisini zayıflattı”

Bir kripto para analisti uzun süredir Bitcoin alımı yapan bazı yatırımcıların 90 bin doları kâr alımı için ilk dönüm noktası olarak gördüğünü belirtti. Kripto analiz platformu CryptoQuant’ta katkılarda bulunan Percival, 16 Kasım’da yayımlanan bir piyasa raporunda Bitcoin’i 155 gün veya daha uzun süredir elinde tutan uzun vadeli yatırımcıların (LTH), 90 bin doları bir “engel” olarak ...

Bağlantıyı kopyala