Kapitalist Blokzincir Olabilir Mi?

önce yayınlandı , Son güncelleme önce

Okuma Süresi: 7 dk

Paylaş:

Kapitalist değerler ile blokzincirin değerleri ortak mı? Blokzincir de (zamanla) kapitalizme yenilebilir mi? Bugün bu önemli sorularla cebelleşiyorum. Blokzincir teknolojileri ile uğraşmaya başladığım 2014 yılından beri çevremdekiler bana aynı soruları soruyor:

“Çevremdeki insanların büyük çoğunluğu blokzinciri ve kripto paralar evreninde gerçekleşen gelişmelerin, borsa ve finans piyasalarında yıllardır duyageldikleri türden bir kumar oynamak olduğunu zannediyor. Oysa ki şu anda dünyanın finans sisteminin ve Wall Street gibi merkezlerin yıkılışını izlemekteyiz. Sokaktaki insanlarımız kriptolarla ilgili duydukları olayların hala eski tip borsa simsarlarının ve para sihirbazlarının evreninde gerçekleştiğini sanıyorlar. Oysa, eski paranın sahipleri 1700’lerden bu yana adım adım inşa ettikleri, yüzlerce yıldır dünyaya hükmetmelerini sağlayan ve çalışma prensiplerini halktan özenle gizledikleri sistemin yıkılışını büyük bir endişe ile izlemekteler.

Bu paragrafı 8 Haziran 2021’de yine BTCHaber.com‘da yazmışım (Ref:1). 

Soruyorum: Blokzincirleri ve bu alandaki inovasyonlar, kapitalist değerleri içselleştirerek mi dünyaya yayılacak? 

HAYIR! Bu soruya çok net olarak hayır cevabı veriyorum. Şu anda blokzincir dünyasında finans kapital kökenli çok sayıda kişi yatırımcı ve kurulan yeni şirketlerde söz sahibi durumda. Bu kişilerden bir kısmı eski finans geçmişini silmiş ve blokzincir dünyasının getirdiği yeni soluğu içine çekmiş. Ancak bir de finans dünyasında başı çekerken, orada çok para kazanırken bizim saflara geçip buradaki hayatı geldiği yere benzetmeye çalışanlar var. 

Geçtiğimiz 5-6 ay içinde Terra Luna ile başlayan çöküşlere tanık olduk. Celcius Capital, Three Arrows vb. çeşitli fonlar ardı ardına iflas ettiler. Söylememe gerek yoktur sanırım bu fonların adını bile ancak battıklarında duydum. Konuyu yakından bilmeyen insanlar hemen “kripto dünyası çözülüyor mu?” diye sorular sordular, haberler yaptılar. Oysa ki olan şuydu: Klasik finans dünyasının hırsları, ahlaksızlıkları, sahtekarlıkları blokzincir dünyasına getirilmişti. Dolarda yüzde 20 faiz vereceğiz diye insanların kripto paralarını toplayan bu fonlar kapitalist (neo-liberal) sistemin ajanları olarak blokzincir evrenine sızmışlardı. Ya da bu kişiler ajanlık yapmıyorlardı ama başka türlü iş yapmayı bilmiyorlardı. Bu fonlara para kaptıran hızlı para kazanma sevdasında olan kişiler de suçu kendilerinde veya bu ahlaksız aracılarda değil, DeFi sistemlerinde, blokzincirinin özgür ve regüle edilmemiş olmasında buldular. İşte beni rahatsız eden konu, tüm bunlarla alakası olmayan ve kendi kendine geliştirme yapmaya devam eden gençlerin de bu son gelişmelerin blokzincir felsefesine aykırılığını fark edemiyor olmalarıdır. Bu yazıyı yazarken hep onları düşünüyorum.

Blokzincir kapitalizmin bir sonraki formu değildir!

Dostlar, burada açık ve seçik olarak yazmak istiyorum: blokzincir inovasyonları kapitalizmin yeni formunu içinde barındırmıyor. Alakası yok, tam tersine neo-liberal dünya görüşünün bittiği yerdir burası. Burada, blokzinciri inovasyonunda gayri-merkezi yeni bir tür sosyal yapı oluşuyor. Bu yapıya büyük harflerle “Sosyalist” demek istemiyorum, zira sosyalizm kavramı 20. yüzyıl çöplüğünde duruyor. Oradan çıkarıp canlandırmaya gerek var mı? Yeni bir kelime bulmakta da zorlanıyorum. “Gayrimerkezcilik”, çepercilik denilebilir belki. Kooperatifçilik, platform kooperatifçiliği, DAOizm, DAOculuk…

Bu yeni yapıyı nasıl anarsak analım, içinde çepere (periphery’ye) yakın olmak, gayri merkezi olarak üretmek, özgür olmak, merkezden bağımsız olmak, kendi parasını kendisi yaratmak gibi yenilikleri çağrıştırmalı kullanacağımız tabirler. Bu yazdığım özellikler zamanla bu yeni tabirin içine sinmeli. 

Türkiye’nin bu zorlu yolda görevi…

Ülkemin de blokzincirlerin geleceğinde rolü var: Çeperde vadeli çeklerle para yaratan, varlıkları farklı şekillerde yeniden tanımlayan KOBİ’lerimin bazı görevleri var. Türkiye son 40 yılda parasal konularda inovasyon üzerine inovasyon üretti, bu alanda o kadar ileri gittik ki, adeta Mars’a adam yolladık. Ama kim bunun farkında?

Türkiye’nin yolu hiç beklenmedik şekilde gayrimerkezi gelişmelerin, çeperde gelişen aydınlanmanın parlak okları ile aynı tarafa doğru bakıyor. Bu bağlamda benim işim de ülkemin gelecekte yürüyeceği yolu anlamaya ve tanımlamaya çalışmak. Bu yolla ilgili önerilerde bulunmak. Sonra zamanla insanlarımız olaylar aydınlanıp da berraklaştıkça bu soruları görmeye ve cevaplamaya başlayacaklar.  

Rusya’nın bu yolda rolü var mı?

Rusya’nın da çok ilginç bir yol izleyeceğini sanıyorum. Bu ülkenin kaderi bu senenin başında temelden değişti. Değiştirildi demek istemiyorum zira ben Türk televizyonculuğunda popüler olan “üst-akıl” muhabbetine katılmıyorum. Olayların değişimi o derece hızlı ki, Batının Rusya’ya koyduğu yaptırımların etkisinin analizini yapmak zor oluyor. Bu yaptırımlarla, bankaları ve doları Rus halkına kapatarak adeta bu ülkeyi alternatif yöntemler bulmaya itti Batı. Rus halkı hiç ama hiç aşina olmadığı blokzincir teknolojisine yıllardır uzaktan ve yazının girişinde anlattığım şüphelerle bakıyor. 

Sağda solda istatistikler görüyorum, güya Rus halkının yüzde 11.9’u kriptopara sahibiymiş, Ukrayna’nın ardından dünya ikincisi. 2021 tarihli bir Birleşmiş Milletler raporunda böyle yazıyor, raporda kriptopara denilmiyor, “dijital para” tabiri kullanılıyor (Ref:2). İstatistiğe temel oluşturan web sayfası ise açılmıyor, yayından kaldırılmış. Yalan veriler olduğu o kadar bariz ki, ilk 20 ülke arasında Türkiye yok!

Neden böyle yalan veriler yayınlıyor Birleşmiş Milletlerin bir kuruluşu? Ben iki yılı aşkın süredir Rusya’da kriptopara ile ilgili önüme gelen herkesle konuşuyorum, böyle bir orana inanmam mümkün değil. Bir defa Rusya’da legal veya illegal bir tane bile borsa yok ki, kriptopara alabilsinler. Halkın yüzde 12’sinin kripto sahibi olduğu bir ülke olsa olsa Türkiye’dir, kapıma gelen Getir’ci çocukların bile alt-coin cüzdanları var. Rusya’da ise kripto cüzdanı nedir diye sorduğumda boş bakan insanlarla karşı karşıyayım. 

Önce Rusya’nın, 1991’deki Sovyetler Birliği çöküşünden itibaren hızla girdiği ve hala da içinde oldukları saçma sapan neo-liberalizm simülasyonunu bitirmesi lazım. Oligarkları sayesinde Londra’nın finansal sömürgesi ve Avrupa mallarının pahalı bir pazarı olmuşlar. Oysa dünyanın en önemli emtia (gaz, petrol, buğday, gübre…) üreticisi olan, dev gibi bir coğrafyaya yayılmış önemli bir ülke. Şu haliyle ise kendini bir Polonya veya İsveç sanıyor. Bu devin uyanacağı bir gün elbette olacak. Silkinip oligarklarını ve tüm asalaklarını sırtından atacak, buna inanıyorum. Şu anda dünyaya satabildiği hiçbir perakende ürünü olmayan Rusya’nın, kendi beyaz eşyasını, kendi cep telefonlarını, kendi otomobillerini yapabilmesi lazım. Ama bunları yapamayan ülke dünyanın en sofistike silah sanayiine, en hızlı füzelerine, en iyi uzay teknolojisine sahip. Demek ki bugüne kadar sadece savunmaya önem vermişler, tüketici ürünlerine, ithal ikamesi yapmaya ilgi göstermemişler, ancak bundan sonra durum değişmek zorunda.

Gelecekte blokzinciri sosyal devletçi mi olacak?

Bence blokzincirinin geleceğini etkileyecek en önemli bölgesel faktörler şunlar:

  1. Rusya’nın silkinip kendini bulması, kooperatiflerini tekrar canlandırması,
  2. Kendini ve kooperatiflerle üretim fikrini yeniden bulan Rusya’nın öncelikle yönetim kademesinde blokzincir felsefesini anlayıp benimsemesi ve devlet yönetiminin bu alanın önünü açması,
  3. Neredeyse iflasa giden Türkiye’nin kısa vadede ekonomik sıkıntılarını aşmak için Rusya ile işbirliği yapması, orta vadede ise KOBİ’lerinin usta olduğu çeperde para yaratma sanatını Rusya’ya öğretmesi,
  4. Rusya, Türk KOBİ’lerinden girişimcilik ve ticareti öğrenirken, bizim de onlardan bilim ve teknolojinin kıymetini öğrenip birlikte üretim yapabilmemiz, yeni perakende ürünler çıkarabilmemiz, 
  5. Blokzincirin sosyal-devletçi bir açılım yakalayarak bu iki ülkeden dünyaya yayılması, yayılan ülkelerdeki halkların da zamanla gayrimerkezi üretim biçimlerini ve kooperatif sistemini benimsemesi. 
  6. Teknolojik açılımlarla (mesela yeni yonga mimarileri ile) blokzincirin geleceğinin bu ülkeler tarafından güvenceye alınması.

Özet olarak makro görüşlerim:

Blokzincir inovasyonları kapitalizm ile uyumlu değil. Bu nedenle Batılı devletlerde merkezi kurumlar bastırıyor ve blokzincir sistemlerini yok etmek istiyor. Düzenleme adı altında tüm inovasyonları bitirmek, dünyadan silmek istiyorlar. Bu derece bir baskıya blokzincir ekosisteminin dayanabilmesi için arkasına büyük bir ülkeyi alması lazım. Rusya değişen konjonktür ile beraber bu ülke olmaya birinci aday ancak ne devleti ne de insanları henüz bu gayrimerkezi devrime hazır değil. Şu anda olan olaylar 1905-1916 yıllarında olanlara benziyor. O dönemde sosyalizm Batı Avrupa’da yeşermiş ancak sonra 1917’de trene konulup Rusya’ya ihraç edilmişti. Bakalım blokzincirin başına da böyle şeyler mi gelecek.

Referanslar:

  1. https://www.btchaber.com/halkin-ekonomik-kurtulus-hikayesi-ve-ethereum-2-0/
  2. https://unctad.org/system/files/official-document/presspb2022d8_en.pdf

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.

cemilsinasiturun

Yazar: Cemil Şinasi Türün

Bitcoin için bir sonraki durak neresi?

Bitcoin fiyatı yeni haftanın ilk gününde 107 bin 800 dolara ulaşarak tüm zamanların rekorunu kırdı. BTC’deki yükseliş spot piyasalarda işlem hacminin artışıyla paralel gerçekleşti. Kripto paralarda görülen hareketliliğin önemli bir kısmı ABD kaynaklı olarak gerçekleşti. Pazartesi saat 15.00’da 103 bin 500 dolara kadar geri çekilen Bitcoin, ABD’de piyasaların açılması sonrası zirve tazeledi.Spot piyasadaki hareketliliğe ek ...

Bağlantıyı kopyala