Merkez Bankacılığının Aşı ile İmtihanı

önce yayınlandı , Son güncelleme önce

Okuma Süresi: 5 dk

Paylaş:

Fatih Altaylı 18 Şubat Perşembe günü yayımlanan köşe yazısında çok önemli ve acı bir konuya değinmiş. Kısaca Fatih Bey diyor ki, DSÖ açıklamasına göre bazı ülkeler nüfusunun üç dört hatta beş katı aşı siparişi verirken, Afrika’daki bir ülkeye toplam sadece 25 doz aşı gitmiş! Ayrıca dünyanın ihtiyacı olan milyarlarca doz aşıyı aslında birkaç ay içinde üretmek mümkün. Aynen şöyle devam etmiş Altaylı: “Aşıları bulan ilaç şirketleri bu aşıları kendi tesislerinde üretiyorlar. Aşıların fikri mülkiyetini paylaşmıyorlar. Bu da üretim yapma imkanı olan pek çok tesisin boş kalmasına neden oluyor. İlaç şirketleri 7 milyar insana 14 milyar doz aşı üretip bundan ortalama 70 milyar dolar para kazanacaklar diye milyonlarca insan risk altında aşı bekliyor. ”

Fatih Bey işin o tarafını belki aklına bile getirmek istememiş ama sadece risk değil çok açık ki beklerken 10 binlerce insan da aşı olmadığı için hayatını kaybedecek. Sayın Altaylı haklı olarak bu duruma çok sinirlenmiş. Kim sinirlenmez ki? Fakat bir de dünya merkez bankalarının şu an deliler gibi hiçbir şeye dayanmadan para bastıklarını bilse, herhalde kızgınlığı kat kat artardı. Yani büyük merkez bankaları ilaç şirketlerinin beklediği bu parayı hatta bunun çok daha fazlasını zaten kolayca temin edebilir.

Sadece Amerikan merkez bankası Fed halen ayda 120 milyar dolar para basıp piyasaya sürüyor. Bir başka deyişle ilaç firmalarının beklediği paranın 1,7 katından fazla. ABD, Avrupa, Japonya, Çin vb. büyük merkez bankaları ise saatte ortalama 1,4 milyar dolar para basıyor. Bu hızla çalışsalar ilaç şirketlerinin istediği parayı basmaları sadece 50 saat yani 2 gün 2 saat sürer.

Dünya Bankası’nın Investment Framework for Nutrition adlı çalışmasına göre küresel olarak özellikle çocukların düşük beslenme nedeniyle ölümlerinin önüne geçmek için 2025’e kadar gerekli para sadece yılda 7 milyar dolar. Worldometers verilerine göre dünyada her saniye bir çocuk açlıktan hayatını kaybediyor. BM’nin açlık ve fakirliği tamamen bitirmek için açıkladığı gerekli yatırım miktarı ise yılda 265 milyar dolar. Yani büyük merkez bankaları şu an 5 saatte açlığı ve yaklaşık 8 günde ise hem açlığı hem fakirliği bitirecek kadar para basıyor.

Merkez bankaları piyasadan bono, hisse senedi vb. varlıklar satın alıyor ve bilançolarına kaydediyorlar. Karşılığında da hiçbir şeye dayanmadan ürettikleri nakit parayı veriyorlar. İşte bu şekilde para basmış oluyorlar. Evet merkez bankalarının para üretmek için altın vs karşılık göstermelerine gerek yok. Dikkat ederseniz bu yetki devletlere ait değil merkez bankalarına ait. O halde merkez bankaları aşıların fikri mülkiyet haklarını satın alıp kendi bilançolarına kaydederek karşılığında ilaç firmalarının istediği parayı basıp bu şirketlere verebilir.

“Efendim öyle şey olur mu? Merkez Bankası finansal olmayan bir varlığı neden bilançosuna alsın? Fikri mülkiyet hakları başka yerde teminat vs araç olarak kullanılamaz.” diyenler olacaktır.

Bu görüşte olanlar merkez bankalarının bilançolarını aldıkları bu varlıkları bir gün geri vereceklerini zannediyor. Oysa böyle bir şey olmayacak. Merkez bankaları kara delik gibi o içlerine aldıkları bono, tahvil hisse senedi vs’yi geri veremeyecekler. Çünkü geri verip nakit karşılıklarını almaya kalkarlarsa sistem nakit krizine girip çöker.

Yani fikri mülkiyet haklarını fiyakalı bir sertifika gibi yapıp duvarlarına asarak da gayet güzel aşı sorununu çözerler. Ama klasik finansal fantazi oyunlarına devam etmek isteyenler için şöyle bir formül de mümkün: İlaç şirketleri 100 yıl vadeli bonolar çıkarır. Hatta bu bonolar istedikleri miktarın 2-3 katı da olabilir. Yani 70 milyar dolar değil, 140 milyar dolar hatta 210 milyar dolar da olabilir. Bir büyük merkez bankasının bugün ortalama bilançosu dünyadan aldıkları çeşitli bono, hisse vb. ile zaten 7 trilyon dolar civarında. Aşı için 70 milyar doların 2-3 katını bassalar bile bu paralar onlar için sivrisinek vızıltısı. Aşı şirketleri de parayı alır, 100 yıl gelene kadar bu fazladan sermayeyi çevirip defalarca istedikleri parayı kat kat fazla kazanırlar.

Merkez bankaları bugün finansal varlıkları kabul edip neden bilançolarına alıyorlar? Özellikle 2008 Krizi’nde girdikleri aşırı risklerle dünyayı ekonomik bir felakete sürüklemiş olan finans sistemi oyuncularını kurtarmak için: Yani bankalar, fonlar vs. Bunların üst düzey çalışanları hâlâ milyonlarca dolar bonus’lar alıyor. Tabii ki merkez bankaları sayesinde. Merkez bankaları bugün musluğu kapatsın hepsi yeniden pert olur!

Peki merkez bankaları klasik finansçıları kurtarmak için gösterdikleri özeni dünyada açlığı ve fakirliği bitirmek ya da bu aşı olayını çözmek gibi faydalı işlerde neden kullanmaz? Bilen varsa bana da anlatsın…

Peki, merkez bankalarının açlık, fakirlik ve aşı olayından daha önemli olan şu andaki gündemi ne? Avrupa Merkez Bankası’nın göstermelik ‘iklim değişikliğine karşı mücadele’si var. Resmi belgelere girdi. Para basarak ya da faizlerle oynayarak iklim değişikliği ile nasıl mücadele edecekler bunu anlatmış değiller. Tabii bu numunelik çıkışın dışında hepsinin şu anda uğraştığı konu: Ne olacak bu Bitcoin’nin hali? Yok efendim suç finansmanı vs.

Ey merkez bankacıları! Kafanıza 21 milyon Bitcoin kadar 21 milyon taş düşse siz yine de akıllanmazsınız! Bitcoin de suçun finansmanının çok çok küçük bir oran tuttuğunu, dünya üzerinde bugün suçluların en çok hâlâ dolar kullandığını hepiniz bizden daha iyi biliyorsunuz. Bitcoin’i kontrol edemediğiniz için hop oturup hop kalkıyorsunuz. Bırakın böyle fâni şeyleri de şu dünyadaki açlığı bitirmek, 10 binlerce insanın hayatının söz konusu olduğu şu aşı sorununu çözmek için harekete geçin!

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.

erkanoz

Yazar: Erkan Öz

SEC, Ripple davasında temyiz başvursunda bulundu

ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), Ripple’a karşı açtığı davadaki son temyiz başvurusunu XRP’nin menkul kıymet olmadığı kararına itiraz etmeden gerçekleştirdi. 16 Ekim’de SEC, mahkemenin XRP ile ilgili verdiği sanıklar lehine özet kararın bazı unsurlarına dair ön tartışma beyanıyla birlikte Form C kapsamında bir temyiz başvurusunda bulundu. Ripple avukatı James Filan, 17 Ekim’de bu ...

Bağlantıyı kopyala