Dijital para ve merkez bankası dijital parası (CDBC) konuları eminim benim gibi birçok kişi için Bitcoin’den sonra en fazla ilgi çeken başlıklardan biridir. Bizler henüz Covid-19’u yeni öğrendiğimizde ve pandemi ile başlayan kısıtlamalar ile yeni yeni tanıştığımızda, Çin Hükümeti dijital parasını çıkartmış ve testlerini yapacağı şehirleri duyurmuştu. Hatta o dönem Türkiye’de merkez bankası dijital parası ile ilgili ilk metinler yıllık strateji dokümanına eklenmişti. Özellikle bu son dönem yeniden birçok ülkenin ve ülkemizin de gündeminde dijital para ve CDBC konuları var. Tam da böyle bir zamanda çok güzel bir konferansa denk geldiğim için kendime aldığım notlar üzerinden ürettiğim tartışmamı sizlerle de paylaşmak istedim.
Forbes dergisi tarafından Celo iş birliği ile düzenlenen konferansta özellikle küresel şirket ve bankalardan üst düzey konuşmacılar oldukça geniş kapsamlı bir şekilde dijital para tartışması yaptılar. Bu başlıktaki pek çok konuşma ve tartışma elbette şu an için maalesef “kavramsal”. Pratikte “nasıl” sorusunu yanıtlayan çok fazla tartışmaya denk gelmek mümkün değil elbette ama bence bugün artık bu soruya cevap verebiliyor olmak lazım. “Nasıl” sorusunun ise temelde 2 farklı üretim yapması benim beklentim;
Yasal ve toplumsal uygulaması nasıl olacak?
Bir merkez bankası bu CDBC’yi teknik olarak nasıl üretecek?
Çoğu kişi bir konuda aynı fikirde. Net olan bir şey varsa geleceğin parası “dijital para” olacak söylemi hem bu konferansta hem de denk geldiğim birçok farklı ortamlardaki tartışmalarda soru işaretine gerek olmadan üretilen bir söylem. Geleceği hayal ederken birçok kişi aslında bugünü de dahil ediyor konuşmalarına- ki bence de bu doğru bir nokta yaklaşım üretmek için. Bugün ve belki yıllardır dijital paralar hayatımızda. Çok farklı formlarda bugün kullanılan dijital paralar, ama özellikle geleceği konuştuğumuzda geleceğin toplumu ve toplumsal yapısına odaklandığımızda inkâr edemeyeceğimi ilk gerçek Z jenerasyonu. Bu jenerasyon yıllardır belki de dijital paranın ilk ve en hızlı uyum sağlayan formu olan oyun paralarına çok aşina bir nesil. Kavramsal olarak baktığımızda parayı alışkın olunan kâğıt formundan ve hatta ülkelere ait, merkez bankaları tarafından üretilen kimliğinden bağımsız küreselleştirerek kullanan bir nesil. Yapılan araştırmalar da zaten farklı bir dijital para formu olan kripto paraların kullanıcıları arasında büyük ölçüde gençlerin olduğunu doğruluyor. Kendi araştırmanızı yapıp topluluklara ve en fazla etkileşim olan sosyal medya kanallarına baktığınızda kolaylıkla bu veriyi teyit etmeniz mümkün. Belki de Bitcoin’in açtığı yolda ve getirdiği vizyon ile parayı farklı formlarda kullanabileceğimizi düşünmeye başladıktan sonra konuşmaya başladığımız merkez bankası dijital paraları, eş zamanlı olarak finans sektöründeki dijital dönüşüm ile de tetiklenerek bugün üzerinde bu kadar yoğun çalışılan ve tartışılan bir noktaya geldi. Ve bugün olduğu noktadan ilerlemek için itici güç CDBC’lerin ideal tasarımı konusu. Forbes ve Celo tarafından düzenlenen konferanstaki en ilginç sorulardan birisi de tam bu konuya eleştirel ve bir o kadar da yaratıcı bir açıdan üretilmiş bir soru idi. “Steve Jobs CDBC için nasıl bir tasarım yapardı acaba” sorusu bence birçok kişiye, bu konuya kabullerinden farklı bir açıdan bakmanın belki de daha doğru olabileceğini söyleyen bir soru.
Özellikle neredeyse 2 yıla yaklaşan ve Covid-19 ile hayatımıza girerek insanlığa çok farklı deneyimler yaşatan pandemi dönemi ve kısıtlamalar hemen herkese dijital dünyada yaşayabilmeyi bir miktar öğretti. Yani artık dijital paralar ve dijital finansal işlemler birçok kişinin aşina olduğu bir konu ve kullanıcı deneyimi odaklı kullanımda yaşanması muhtemel zorluklar çok da üzerinde tartışılması gereken öncelikli konulardan değil. Bu noktada kullanıcı deneyiminde psikolojik etkenlere odaklanmak ise hala kritik. Bunların başında gelen “güven” konusu da aşılması gereken önemli eşiklerden. Elbetteki iyi bir tasarım ve iş birliği ile çözülmesi gereken bir konu “güven meselesi”. Güvenli bir altyapı sadece teknik özellikler ile sağlanması mümkün olmayan ve fakat kanun koyucuların ve regülasyonların düzenlemeleri ile ve farklı partilerin iş birliği ile sağlanabilecek bir temel unsur. Belki de ilk defa özel sektör, kamu sektörü ve toplum üçgeni bir araya gelip, her bir küme için en sağlıklı çözümü CDBC’lerin tasarımına yansıtırsa, güven sorunsalı layıkıyla çözülebilir.
Tüm bunları bir de küresel bir CDBC hayali üzerinden tartışmak gerekli. Belki de nadiren de olsa, regülatif konularda küresel bir yaklaşım CDBC’ler için de üretilebilir. Veri yönetiminin ne kadar önemli ve kritik bir şey olduğunu özellikle Cambridge Analitica skandalı çokça tartışıldıktan sonra öğrenerek neredeyse küresel bir şekilde yaygınlaşan ve uygulanan kişisel verilerin korunması odaklı bir hukuki zemin ve regülasyon üretilmişti. Belki CDBC’ler için üretilecek regülatif yaklaşım da benzer şekilde küresel uygulanabilir bir içerikte olabilir. Söz konusu para olunca bir noktada ülkeler arası kültürel ve dini farklılıklar dahi etkili olabiliyor elbette. Ama tüm bu farklılıkları aşabilecek bir yaklaşım belki de beraberinde toplumlar ve insanlık için bu anlamda da bir dönüşümü tetikleyerek sürdürülebilir bir dünya yolunda yeni bir hareketi çağırabilir.
Celo’dan Kavramsal Çerçevenin Ötesinde Bir Uygulama: Provo
Kavramsal olarak dijital para ve CDBC ekseninde birçok konuya değindim ama bir an bile aklımdan çıkmayan ve yazımın girişinde bahsettiğin 2 temel soru, yani kavramsal yaklaşımları pratik uygulamalara indirgeyebilmek için ihtiyacımız olan odak aklımda. Birçok kişi ve kurum için hala bilinmezler ve belirsizliklerle dolu olan ve teknik bacağı kadar stratejik planlaması da çok kritik olan bir konu özünde dijital para ve CDBC’ler. Bu zorlukları göz önünde bulundurarak ve her bir konu tek tek ele alınarak uygulamaya geçildiğinde bile belki en kolay ama en kritik alan “üretim” olacak. İyi bir tasarım yapıldıktan sonra yukarıda bahsettiğim “nasıl” sorularını yanıtlayacak bir çözüm için Celo kolları çoktan sıvamış. Konferansta dinlediklerimden sonra detaylı araştıracağım bir haber de aslında iki temel soruma yanıt verebilen önemli bir çıktı Celo tarafından sunulan Sandbox uygulaması. Celo merkez bankalarının CDBC testleri yapabilecekleri bir test ortamını hayata geçirmiş. Ben konferansta detaylarını dinleme fırsatı buldum ama ilginizi çekerse Provo adı verilen bu uygulama ile ilgili detaylı bilgilere buradan erişebilirsiniz.
Aslında birçok ülkenin CDBC’ler üzerinde çalıştığını biliyoruz ve çoğunun test aşamasında en fazla zamanı harcadığını da takip ediyoruz. 2021 yılı ilk yarı raporlarına göz atarsanız CDBC üzerinde çalışan ülke sayısı 81. Hatta 5 adet hayata geçmiş CDBC uygulaması olduğunu, 14 adet pilot uygulamada olan ülke olduğunu da biliyoruz. Biraz daha geri gidip 2019 yılı arşivlerine göz atarsanız yaklaşık 63 ülkenin- ki bizim ülkemiz de dahil bu rakama, CDBC üzerinde çalıştığını göreceksiniz. Yani yeni eklenenleri saymazsak bile çok fazla ülkenin üzerinde çalışmaya başladığını duyurduğu halde neredeyse 2 seneyi aşkın süredir merkez bankası dijital parasının testlerini tamamlayamadığını görebiliyoruz. Belki de araştırma sürecinden sonra ihtiyaç olan geliştirme sürecinde destek alınacak tecrübe, bilgi, kaynak ve araçlar. Celo gibi bu alana odaklanan hizmet sağlayıcılar da eminim kısa zamanda çoğalacaktır ve belki hayal ettiğimiz nesnelerin internetinin merkeziyetsiz sistemlerle entegre olduğu yakın gelecekte platformlar arası geçişler bile mümkün olacaktır.
Sürdürülebilirlik odaklı bir yaklaşımla son yorumumu paylaşmak istiyorum. Aslında birbirinden ayrı düşünmemizin mümkün olmadığı sürdürülebilir ekonomi ve sürdürülebilir toplum bağlamında, başta tüm bireylerin küresel finansal sisteme dahil olması gerekliliği geliyor. Artık neredeyse paralel yönettiğimiz fiziksel ve dijital dünyalarımızın ortak gerekliliği haline gelen finansal kapsayıcılık yolunda dijital paralar ve merkez bankası paralarının yaygınlaşması bir sonraki ilk adım olacak şüphesiz.