Her yaptığımız yatırımın en üst düzey kazancı getirmesini bekliyoruz. Her aldığımız kararın güzel sonuçlar getirmesini istiyoruz. Ancak hayat her zaman bize yeşil ışık yakmıyor. Bazen kırmızı ışığa yakalanıyoruz, bazen önümüze ağaç devriliyor, bazen de hatalar yapıyoruz.
Peki tüm bunlar başarılı insanların da başına gelmiyor mu? Örneğin finansta Warren Buffett veya Ray Dalio hiç hatalı kararlar vermiyorlar mı? Ya da spordan örnek verecek olursak Novak Djokovic, Cristiano Ronaldo gibi isimler hiç maç kaybetmiyor mu?
Cevabı aslında biliyoruz: Onlar da hatalı kararlar veriyor veya maç kaybediyor. Fakat onları diğer insanlardan ayıran özellik bu sonuçlara verdikleri reaksiyon. Bu yazımda hem kendime hem de sizlere motivasyon olması adına Novak Djokovic’in kendini geliştirme ve istediği sonuçlara ulaşma yolunda aldığı aksiyonları inceleyeceğim.
Djokovic gibi başarıya ulaşmak
Tabloya baktığımızda 2004-2005 yıllarında Djokovic’in dünyada ilk 100 içerisinde olmadığını, maç kazanma oranının da yüzde 49 olduğunu görüyoruz. Bu durumda toplam puanların (15-30-40-50 diye ilerleyen puanlar) yüzde 49 kadarını kazandığını görüyoruz.
Puan kazanma oranını 3 puan artırdığı zaman maç kazanma oranını da ciddi bir şekilde artırdığını ve dünyada üçüncü sıraya yerleştiğini görüyoruz. Puan kazanma oranını yine 3 puan artırarak toplamda yüzde 55 seviyesine getirdiğinde artık dünyada ilk sıraya yerleştiğini görüyoruz.
Dünyada ilk 100 içerisinde bile değilken dünya şampiyonu olunur mu?
Roger Federer, Rafael Nadal gibi isimlere baktığımızda yüzde 55 seviyesinin ulaşması çok zor bir seviye olduğunu ancak Novak Djokovic’in bu seviyeye ulaştığını görüyoruz. Şimdi bu küçük değişimleri nasıl sağladığına bakalım.
Djokovic 2010 yılına kadar (1987 doğumlu) sadece bir Grand Slam kazanıyor. Bu dönemde tanıştığı bir diyetisyenle glutensiz bir diyete başlıyor. Bu sayede daha iyi uyuyor, daha enerjik oluyor ve daha hızlı hareket ettiğini belirtiyor. 2011 yılında dört Grand Slam içerisinden üç tanesini kazanıyor.
Esnekliğini ve mental gücünü artırmak için yoga ve meditasyon yapmaya başlıyor. Doktorunun sözünü bir hayat felsefesine dönüştürüyor: “En iyi oyuncu her zaman kazanmaz. Kazanan fiziksel, mental ve duygusal anlamda uyum sağlayandır.”
Bu felsefeyle tüm hayatını daha iyi olmaya adayan Djokovic şu anda 24 adet Grand Slam’le bu turnuvayı en çok kazanan sporcu unvanını elinde tutuyor. Geçtiğimiz günlerde Paris Olimpiyatları’nda da altın madalyanın sahibi oldu.
Djokovic’e benzer olarak Kobe Bryant, Cristiano Ronaldo gibi isimlerin hayatlarına baktığımızda da hep adapte olma, sıkı çalışma, kendi yolundan gitme gibi davranışlar olduğunu görüyoruz. Örnek sayısını artırabiliriz ancak mesajım netleştiği için yazımı kripto tarafına çekiyorum.
Kriptoda yeni normale uyum sağlamak
2017 veya 2021 yıllarındaki gibi bir boğa marketi istiyoruz. Ne alırsak alalım fiyatı artsın, hatta 10-100x yapsın istiyoruz. Ancak koşulların değiştiğini kabul etmemiz gerekiyor. Market olgunlaştı, spot Bitcoin ve Ethereum ETF haberleri geldi, şirketler piyasaya dahil oldu, ABD başkan adayları dahi kripto piyasasını bir seçim propagandası haline getirdi. Bu durumda tabii ki piyasanın eskisine nazaran durgunlaşmasını beklemek normal.
Değişiklikler neler?
- Regülasyonların ve çıkacak yasaların etkisiyle DeFi ve RWA gibi sektörlerin ön plana çıkmasını bekleyebiliriz.
- Bitcoin, Ethereum ve Solana çevresinde şekillenen bir boğa piyasası görebiliriz.
- Yapay zekâ dünyasında yaşanan gelişmelere göre agent (asistan) geliştiren projelere yakından bakabiliriz.
- Venture Capital (risk sermaye şirketleri) etkisiyle çok yüksek değerlemeyle piyasaya çıkan projelerin büyük değer kayıpları yaşadığına tanık olduk. Dolayısıyla tokenominin hiç olmadığı kadar önemli olacağını düşünebiliriz.
- Airdrop’lar aracılığıyla projelerin birçok kişiyi kullandığını görmeye başladık. Bu kullanıcılar artık sarfettikleri eforun karşılığını alamaz duruma geldiler.
Uyum sağlamak için yapılacaklar listesi
- Altcoin’lerin getireceği kârlardan beklentilerimizi düşürüp farklı gelir alanları, projelerle iş birlikleri, belli alanlarda uzmanlık geliştirmenin (DeFi, GameFi, SoFi gibi) önemini dikkate alabiliriz.
- Evrilen airdrop piyasasında airdrop için işlemlere girişmeden evvel projelerin aldıkları yatırıma, ekiplerine, yol haritalarına, kullanıcıya ne kadar değer verdiklerine bakabiliriz.
- Çok fazla altcoin kategorisi oluştu. Her birinde uzman olmamız çok zor. Yatkınlıklarımıza ve heveslerimize göre birçok kategoriyi eleyip bir-iki tanesinde derinleşebiliriz.
- Başka bir deyişle aynı anda hem en iyi tenis oyuncusu hem en iyi basket oyuncusu hem de en iyi müzisyen olamayız. Başarı için bir şeylere evet demenin yanında bir şeylere de hayır dememiz gerekiyor.
- Sektörde o kadar çok yazılımcı ve araştırmacı eksiği var ki… Zero Knowledge alanındaki gelişmelerin yaygınlaşacağını ve bunu insanlara anlaşılır bir dille anlatmanın önemli olduğu bir döneme giriyoruz.
- Solidity dilinin kütüphane eksikleri ve EVM kısıtlarından ötürü Move, C, C++, Rust gibi yazılım dilleriyle yapılacak geliştirmelerin yaygınlaşacağını göreceğiz.
- Araştırmalarımızı daha etkili hale getirmek için fiziksel, mental, duygusal sağlığımıza daha çok dikkat etmeliyiz. Bu sayede hem iş hayatımızda hem de özel hayatımızda daha başarılı, huzurlu olabiliriz.
Daha çok madde yazabilirim ancak özetlersem “Ne alırsak alalım boğada yükselecek zaten” demek yerine büyüyen bir sektörde çok fazla iş fırsatları olduğunu, iyi araştırma, iş geliştirme, iletişim, yazılım ve sistemli yaşama gibi yeteneklerin birden fazla gelirin kapısını araladığın görüyoruz.
Değişen koşullarda marketin durumu
Makro gelişmelerin karmaşık olduğu bir dönemdeyiz. ABD’de seçim hazırlıkları var, bir yandan da sürekli işsizlik ve enflasyon verilerine göre faiz güncellemelerini gözlüyoruz. Çin ekonomisi ABD’ye göre her geçen gün güçleniyor. Bu durumun Tayvan üzerindeki baskıyı artıracağını bekleyebiliriz. Orta Doğu her zamanki gibi hareketli. Ukrayna-Rusya arasındaki savaş ise mevcut hızıyla devam ediyor.
Yatırımcı gözüyle baktığımızda karmaşık bir dönemde olduğumuz ortada. Ancak orta ve uzun vadeli baktığımızda arzı sınırlı Bitcoin’in değerleneceğini, dünyada likiditenin artmasıyla tüm kripto marketinin pozitif gelişmeler yaşayacağını beklemek en olası senaryo.
Logaritmik regresyon grafiğine baktığımızda 2025 içerisinde toplam market değerinin 8-9 trilyon dolara ulaşması muhtemel. Bu, mevcut 2 trilyon dolarlık değere göre yaklaşık dört kat artışı bize gösteriyor. Bu durumda düşüşlerden dersler çıkarıp Novak Djokovic gibi değişen dünyaya adapte olup doğru alışkanları kazanarak, doğru araştırmaları yaparak bu süreçten en yüksek verimi alabiliriz.