Tokenization Nedir?

önce yayınlandı , Son güncelleme önce

Okuma Süresi: 8 dk

Paylaş:

Bu haftaki yazımda size tokenization yani tokınlaştırma konusunu örneklerle anlatmak istiyorum. Bu konuda son aylarda dostlarımdan çok soru alıyorum ve üstelik konunun anlaşılmasının da zor olduğunu görüyorum. Bu nedenle bu yazıda örnekler üzerinden anlatmayı seçtim.

Genel bir tanım olarak tokınlaştırma, şu anda klasik sektörlerde işlemekte olan iş modellerinin blokzinciri sistemlerine uygun hale getirilmesi olarak ifade edilebilir.

Bir yanlış anlamaya yol açmamak adına hemen söyleyeyim, güvenlik sektöründe kullanılan “tokenization” kavramını işlemiyorum bu yazıda. O sektörde bu kelime başka anlamda kullanılıyor ve bir veriyi güvenli hale getirmenin yollarından biri olarak buna başvuruluyor. Ben ise yazımda iş modellerinin tokınlaştırılarak blokzincirine uyumlu hale getirilmesini anlatacağım.

Aslında tokınlaştırmanın enteresan olan tarafı, daha önce işleyemeyecek iş modellerinin, yani blokzincincir öncesi olmayan, çalışmayan ya da çalışamayacak modellerin de bu yeni düzende işleyebilecek olması. Blokzinciri teknolojisi sayesinde eskiden yapılamayacak şeylerin artık mümkün olacağı yeni bir dünyaya doğru gidiyoruz.

İlk örnekler: ICO’lar…

Tokınlaştırmadaki ilk örnekleri 2017 yılında bir seri girişimin ICO yapması ile görmüştük. Binlerce şirket ya da kağıt üzerinde kurulmuş derme çatma yapılar, tokın/coin ihracı ile halktan para, daha doğrusu BTC ve ETH toplamışlardı. Toplanan paralar milyarlarca doları bulmuştu. Bu ilk ICO’larda güzel tokınlaştırma örnekleri olduğu gibi tamamen uydurma, Sülün Osman vari, tek bir white paper ve bir siteden ibaret yapılar da vardı. O yıl ICO’ya çıkan altcoin ve token’ların çoğu, sanırım %85 gibi bir kısmı bataktır.

O altcoin’lerde işleyen tokınlaştırma örnekleri olduğu gibi zorlama örnekler de var. O sırada güneş santrallerini yaygınlaştırmak amacıyla tasarlanan tokınlar benim çok ilgimi çekiyordu. Ama SolarCoin girişimine bakıyorum şu anda toplam değeri 1 milyon doların altında. Yazıklar olsun!

Oysa, aşağıda vereceğim birinci örnekte göreceğiniz gibi ülkemizde veya başka yerlerde güneş santralleri kurulabilir ve bunun tokınlaştırması için SPK’dan izin almak gerekmeyebilir. Vereceğim diğer örneklerle de tokınlaştırma konusunu daha iyi anlayacağınızı sanıyorum. Şimdi müsaadenizle önemli bir kuralı açıklayayım:

Tokınlaştırmada önemli kural: Menkul kıymet ihracı yasak!

Öncelikle ele alacağınız iş modelinde yaptığınız tokınlaştırmanın sonunda şirket hissesine dönüşmeyeceğinden emin olmanız lazım. En azından benim bu yazı kapsamında vereceğim tüm tokınlaştırma örnekleri “utility tokın” yani “kullanım hakkı tokınları” veya bizim halkımızın jeton dediği türden olacak. Şu anda kanunen tüm dünyada blokzinciri teknolojisinin gelişmesinin önündeki en büyük engel, devletlerin (kısmi olarak) haklı gerekçelerle, tokın formunda menkul kıymet ihracına izin vermemeleridir. Bu düzenlemeler yapılana kadar ben de sadece kullanım hakkı tokınlarından bahsedeceğim.

1. Örnek: Güneş Santrali

Kullanım hakkı tokınlarına güzel örnek olarak bir şehire ya da kasabaya yetecek güneş veya rüzgar santrali yapılması işini verebilirim. Önceden fizibilitesi yapılarak, diyelim ki bir milyon nüfuslu bir ilin sanayisinin kullanımı için bir güneş kollektörlü elektrik santrali yapmak istiyorsunuz. Burada yapılacak yatırım yine diyelim ki 50 milyon dolar düzeyinde. Tokınlaştırma şöyle çalışabilir:

* Yapılacak yatırımın tüm parçaları 50 milyon tokına bölünür. Her tokın bir dolar olacak şekilde önden satışa çıkarılır. Yatırımın yapılacağı parça tokınlar özel bir tokın cüzdanında duracak şekilde hazırlanacaktır. Bunlar cüzdandan cüzdana transfer edilebilir olabilir. Çıkış fiyatı bir dolar olan tokınların piyasada satılıp fiyatının dalgalanmasına sebep olacak bir konumuz yoktur. Zira ileride bu tokınların beheri yine bir dolar olarak harcanacaktır.

* Bu tür halktan para toplanma işi şu anda da yapılıyor, adına Sukuk deniliyor. Yani adına Sukuk denilen ve islami usül diye bilinen mekanizma aslında %100 blokzincirine uyumludur.

* Burada kilit olan konu, santral çalışıp elektrik üretmeye başladığında bir dolarlık tokın ile (mesela) 2 dolarlık enerji satın alınabilecektir.

* Dileyen yatırımcılar bu tokınları başta alıp sonra santral tamamlanınca iki katına da satabilirler. Ama dikkat, bu tokınlar santral şirketinin hisselerini satın almıyor! Sadece santralin üreteceği elektriği, akım başlayınca yarı fiyata almaya yarayacak jetonlar bunlar.

Sanırım bu en kolay örneğimi anladınız. Burada amaç, 50 milyon dolarlık ön yatırımı yapamayacak illerin bireylerini ve KOBİ’lerini, güçleri nisbetinde parça yatırımcı yapıp ileride elektriği daha ucuz ve temiz olarak alacakları bir santral sahibi yapmaktır.

2. Örnek: Fikir eserlerinin tokınlaştırması

Bu örneğe piyasada en yakın tokın, kısaltması BAT olan Basic Attention Token’dır. Brave tarayıcısı tarafından çıkartılmıştır. Amacı tarayıcınızda girdiğiniz siteleri, izlediğiniz videoları ve okuduğunuz haberleri reklamsız görüp, buna karşılık reklamverenlerden izleme-okumanız karşılığında doğrudan BAT kazanmanız üzerine kurgulanmış bir iş modelidir. Eski tip reklam iş modeline karşı düşünülmüştür, reklamsız, tokın kazandıran bir tarayıcı amaçlamaktadır. Brave şirketinin hisse senedine dönüşmesi kısıtlı bir yüzdede olmaktadır, o nedenle ben bunu da örneklerim arasına aldım.

BAT, iş modeli olarak şu anda “dijital reklamınızı bizimle yapın” söyleminde ve asıl düşmanları Facebook ve Google. Ancak bence devreyi tam kapatamadığı için eksik bir iş modeli; ben de henüz BAT kullanamıyorum bu yüzden. Devreyi kapatmaktan kasıtım şu: BAT kazanan birisi bu tokınlarını tarayıcının içinde değil de dışarıda, başka ürünleri satın almakta kullanabilse o zaman çok daha fazla değeri olurdu. Bu haliyle güdük kalıyor. Bu iş modeli üzerine yıllar ve milyonlarca lira harcamış birisi olduğum için kendimden emin konuşuyorum.

Güdük dediğim bugünkü market değeri (Coinmarketcap’de) 512 milyon dolar, az görünmeyebilir size, ama bu iş modeli yukarıda dediğim gibi çok potansiyalli bir model. Paribu cüzdanımdan baktığımda şu anda değeri 2.57 TL civarında seyrediyor. Yani, 3 milyar 752 milyon TL piyasa değeri var bizim paramızla. Eğer global olarak bakkalda geçen bir tokın olsaydı o zaman müzik eserlerinin, yazıların, fotoğrafların TL/USD karşılığı, ihtiyaçlarımı ödeyebilirdi. Ama dediğim gibi devre kapatılamamış ve bu durumda da BAT’ın fiyatı olabilecek değerinin çok altında.

Daha önceki bir yazımda sanatsal eserlerin nasıl tokınlaştırılacağını yazmıştım. O yazıya da bu örnek için müracaat edebilirsiniz.

3. Tarım ürünlerinin tokınlaştırılması

Şu anda tarım ürünleri tarladan yola çıkıp tüketicilerin filesine (eski tabirle file, bir ara poşet diyorduk şimdi ise kumaş ya da geri dönüşümlü çantalarına) gelene kadar pek çok kişi tarafından elleniyor. Paketleme yapılıyor, tüccar tarafından finanse ediliyor, bazıları ELÜS denilen ürün sertifikası ediniyor, kamyona yükleniyor, bazen (limonsa) aylarca yatakta bekletiliyor ve nihayet sizin marketinize ve filenize geliyor.

Şimdi bir karton kasa şeftali örneğinden gidelim. Bu kasanın içindeki 3 kilo şeftali belli ısı ve nem koşullarında seyahat etmelidir, ve paketlendikten sonraki 3 gün içinde de sofrada tüketilmelidir. Bu ürünü tokınlaştırmak demek, aslında bu şeftalilerin tüm hayat hikayesini blokzinciri üzerinde programlamak demektir. Çalışan bir program ve akış içine koymak ve blokzinciri üzerinden onların seyahatini izlemek demektir. Taşıma sırasında yere düşen, kaybolan, ezilen ürün paketleri de üzerlerindeki QR kodlarıyla beraber yok olacaklardır. Böylece onlar bir sonraki istasyona erişmeyeceklerdir ve kayıplar kesin ve sayısal olarak ölçülebilir olacaktır.

Bu örneğimin zor anlaşılmasının nedeni, insanların şeftali paketleri üzerine yapıştırarak onları tokınlaştırdığımız QR formundaki blokzinciri kodları ile süpermarketlerdeki paketlerin üzerinde gördükleri barkodları aynı şey zannetmeleridir. Hayır, bu iki kod birbirlerinden çok farklıdır. Blokzinciri üzerine yazdığımız kod, şeftalileri elleyen her kişi tarafından ya sadece okunacaktır ya da kişi o kodla bir işlem yapıp kodun bağlı olduğu akıllı sözleşmeyi blokzincirinde güncelleyecektir. Blokzinciri, herkes tarafından erişilen ve okunabilen, kullanıcının yazma izni varsa da yazılabilen özel bir veri tabanıdır. Barkod ise sadece marketin kasası tarafından okunmak üzere basılmış sınırlı bir ürün kodudur. Blokzinciri üzerine yazılan kod, o ürünün yeri geldiğinde hem irsaliyesi yerine geçecektir hem faturası hem de vadeli çeki. Evet, yanlış duymadınız, o ürünü finanse eden kurumlar da bu kodu kullanacaktır. Ve bu kurumlar banka ya da tüccar olmayabilir; son tüketici de o şeftalileri (satın alma edimi ile) doğrudan finanse edebilir. Örneğin, belediyeler bu finansman işleminin garantörü olabilirler.

Tüm örneklerde ortak olan noktalar:

1) Blokzinciri, adeta bir iş ortağımız gibi tüm örneklerde; paylaşılan, okunan, yazılan ortak değerleri kaydeden bir ortam. Akıllı kontratlar vasıtasıyla kişilerin yazabildiği, okuyabildiği bir global bilgisayar. Zaten Ethereum, kendisini bu şekilde adlandırıyor.

2) Her iş alanı için birbirinden çok farklı tokınlaştırma senaryoları var. Her alanın tokınlaştırması, o alanı iyi bilen ve anlayan kişilerce yapılmalı. Ortak üçüncü kayıt muhasebe tutuluyor ve herkesçe paylaşılabiliyor. Ortak olmayan nokta, her iş alanının kendine özgü modellerinin olması ve bunların iş zekası katılarak blokzinciri üzerine geçirilmesi gerekliliği.

3) Tüm örneklerde sözleşmeler, yani akıllı sözleşmeler dijital olarak ve kendi kendilerine işliyor. Gerekmedikçe insan eli değmiyor. Başta doğru programlandılarsa, artık hayat boyu çalışarak iş modelini taşıyabiliyorlar. Bu da her örneğimde ortak.

4) Tüm örneklerde altyapı internet, yani web. Tümünde akışlar web’den izlenebiliyor. Yine tüm örneklerde bir dijital cüzdan var, cep telefonlarından bile işleyen mekanizmalar kurgulanabiliyor.

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.

cemilsinasiturun

Yazar: Cemil Şinasi Türün

Elizabeth Warren, Ripple’ı savunan rakibini sert eleştirdi

Demokrat Senatör Elizabeth Warren, Salı akşamı Boston Globe gazetesi ve WBZ TV ile düzenlenen canlı tartışmada Cumhuriyetçi rakibi John Deaton’a sert eleştiriler yöneltti. Deaton, daha önce Ripple lehine avukatlık yapmasıyla tanınıyor. Dört dönemdir Senatörlük görevini sürdürmek isteyen Warren, Senato Finans ve Bankacılık, Konut ve Kentsel İlişkiler komitelerinde aktif olarak görev alıyor. Kripto paraları sık sık ...

Bağlantıyı kopyala