Tüm görüşlerimin özeti

önce yayınlandı , Son güncelleme önce

Okuma Süresi: 6 dk

Paylaş:

Bu haftaki yazımda genel olarak dünyadaki para sisteminin ve kriptoparanın ona cevabının çok açıkça anlaşılmayan, kimi zaman da benim bariz anlaşılacak şekilde anlatamadığım görüşlerimi, 2023 yılının bu son ayında sizlere tüm açıklığıyla anlatmak istedim.

Sizlere yedi konudaki görüşümü samimiyetle yazacağım bu yazımda birinci sırada dünyada hepimize tehdit olan bir Ponzi şeması yer alıyor.

1) Küresel Fatih Terim fonu
Değerli kardeşim ekonomist gazeteci Erkan Öz ile aynı yolda yürüyoruz. Benim yazılarımın tam bir perspektife oturması için onun da takip edilmesinde yarar var. En son paylaştığı videosunda Erkan Öz, “küresel Fatih Terim fonu” nu anlatmış; bu güzel analojiyi geçen hafta misafir hoca olarak katıldığı Boğaziçi Üniversitesi MIS bölümündeki dersimde yaptı. Öğrencilerimiz de bu analoji üzerinden dünyadaki merkezi para basma mekanizmasının nasıl bir Ponzi şeması olduğunu ondan dinledi. Aynı bu fonu yöneten banka müdiresinin yaptığı gibi, eski üyelere yapılacak faiz ödemeleri yeni katılımcılardan alınarak kapatılıyor. Dünyadaki para ve borçlar sisteminde de merkez bankaları ve bankalar arasında çok benzer bir şema dönmekte, Erkan da bu şemayı videosunda gayet güzel anlatmış, izlemenizi tavsiye ederim.

2) ABD
Amerika Birleşik Devletleri hâlâ bir çoğumuzun gözünde teknoloji üreten ve dünyaya satan bir ülke imajına sahip; öyle ya, bu Apple telefonları, bu laptop’ları, saatleri Amerikalılar üretmiyorlar mı? Amerika bir teknoloji zengini ve teknoloji ihracatçısı ülke değil mi?

Cevap: Değil arkadaşlar. Amerika 2000 yılında dünyanın elektronik konusunda en büyük ihracatçısı iken, dün yayımlanan rapora göre bu sene listede yedinci sıraya düşmüş durumda. Tüm küresel elektronik ihracatından aldığı pay yüzde 3. Diğer Avrupalı ve Batılı ülkeler de benzer durumda. Çin ve Tayvan şu anda dünyadaki elektronik üretiminde ve ihracatında ilk iki sırada, bunların ardından G. Kore geliyor.

Avrupa’dan listeye girebilen tek ülke Almanya, o da sekizinci sırada
ABD yıllardır sadece dolarını pazarlıyor, yani dünyaya dolar satıyor. Her şey finansallaşmış durumda olduğu için, sanayiler açısından içi boşalmış bir ülke. Ham madde (emtia-commodity) satışında Rusya’nın ardından gelen dünyadaki iki numaralı ülke, ama o ham maddeleri işleyip, enerjiye çeviren ve oyuncak, telefon, chip, kol saati olarak kendisine geri satan Çin ve Tayvan gibi Asyalı ülkelerin sanayileşmesinin çok gerisinde kalmış durumda.

Özetle, ABD sadece para basıp satıyor onda da suyun bittiği yerde.

3) Çin
ABD’nin elinde yönetmesi gereken bir Ponzi doları var. Doların küresel olarak patlaması yakın olduğu için bir şeyler yapması lazım, bu patlamayı geciktirmesi ve yerine bir şeyler koyması lazım. Bu sırada Çin de hem yapay zekada epey yol almış hem de dünya elektronik (yongalar, CPU’lar, bellekler ve genel olarak tüm yarı iletkenler) üretiminde birinci sıraya gelmiş durumda. Tayvan’da dünyanın tüm ileri seviye yongalarını üreten bir fabrika var, Çin bu fabrikaya ve aslında tüm Tayvan adasına kısa zaman içinde sahip olmak istiyor. ABD de Çin’in bu fabrikaya sahip olmasına izin vermektense Pasifik’te büyük bir savaş çıkarmayı tercih edecek gibi görünüyor. Havada savaş rüzgarları esiyor. Çin’in teknolojik upgrade’ini yapan Taşçılar dediğim gruptu. Büyümesini finanse edense Kağıtçılar… Şimdi Makasçılar, yani Pentagon Çin’in bu hızlı ve rekabet tanımayan büyümesinden rahatsız ve buna bir fren yaptırmak istiyor. Kağıtçılar da Çin’in para sistemini kontrol etmekten vazgeçmiyorlar, bu dev ülkenin alternatif bir para sistemine geçmesini mümkün olduğunca geciktirmek istiyor.

3) Yapay Zekalar
Yapay Zeka (YZ), bugün konuya özelleşmiş chip’lerin ne kadar güçlüyse ve sayıca fazlaysa o kadar önde olduğun bir alan oldu. Çin’in YZ’de ABD’den önde olduğunu söyleyen araştırmacılar var. Biz oturup kalkıp ChatGPT ürününü, onun arkasındaki OpneAI’ı ve dedikodularını konuşup duruyoruz ama Çin’in elinde ne seviyede bir YZ var bilmiyoruz. Konuşulmadığı için iyi olmadığını var sayıyoruz. Oysa Çin, ABD’deki çoğu firmadan farklı olarak sembolik YZ konusunda çalışıyor ve bu alandan ilerliyor. Benim de düşüncem, sembolik YZ’nin yakın geleceğin en önemli teknolojik açılımı olacağı şeklinde.

4) Alternatif para sistemi
Dünya dolar merkezli para sisteminin alternatifi Çin’den ya da BRICS parasından gelmeyecek, emtiaya endeksli olacak. Karşılıksız kağıt basar gibi basılan dünya paralarının bir Ponzi şeması haline geldiğini söyledim. Bu durum sadece dolar için
geçerli değil, tüm büyük ülke paraları bu şemaya dahil, onlar da domino taşları gibi birbirlerine bağlılar ve dolar devrilirse hepsi devrilecek. Bu tehlikeli durumda, alternatif yeni para sistemi yapılması gerekli hem de acilen. Bu alternatif sistem emtiaya, yani fiziksel mallara ve nesnelere dayanmalı: Eskiden bu altın idi şimdi ise altın tek başına yeterli değil, diğer emtianın, yani doğalgaz, petrol, buğday gibi ticari mallara endeksli yeni bir sistem gelmesi gerekiyor. Bunlara endeksli yeni bir para yapılırken var olan merkezi bankacılık sistemi ve yazılımları değil, blokzincir teknolojisi kullanılmak zorunda. Yeni teknoloji yeni sistem için hazır durumda.

5) Peki ya bitcoin?
Bitcoin sadece yeni sisteme geçiş için bir araç niteliğinde. Bu dediğim bitcoin’in önemini küçülten bir ifade değil, tam tersine trilyonlarca dolarlık varlığın yeni döneme taşınması işleminde bitcoin ve diğer kriptoparalar arada taşıma kapları görevi görecekler. Bilgisayar tabiriyle buffer olacaklar. Bu taşıma işleminde, milyarderler ile sıradan insanlar yeni teknolojiye karşı aynı pozisyonda olacaklar; çok parası olanın avantajı eskisi kadar fazla olmayacak. Çünkü kriptoparalar da altın ve buğday gibi sınırlı varlıklar: Satın alınabilecek bitcoin’in bir üst limiti var. Günden güne kriptoparaların yaygın kullanımı arttıkça bu sınırlı varlığın yaratacağı yeni dağılım ile eski zenginlerin yerini, yeni ve daha yaygın, küresel, bilişsel, dijital bir insan grubu alacak.

6) Ethereum ve Layer2 Platformlar
Bu ikinci grup kriptopara platformları ve yeni araçlar, bitcoin’den daha farklı bir vazife görüyor olacaklar. Bunlar, yakında gerçekleşecek yeni parasal sisteme geçiş sırasında, bugün bankacılık sektörünün ifa ettiği, kredi verme, ödeme sistemleri gibi daha kılcal seviyede faaliyetleri yürütecekler. Sadece bankacılık da değil, her seviyede bu yeni teknolojik sistemin toplum katmanlarına sirayet etmesinin araçları olacaklar.

7) Dünya konjonktüründe oluşan değişimler
Tüm dünyada yeni teknolojinin, blokzincir ve kriptopara teknolojisinin etkileri su yüzüne çıkıyor. Değişimi bu teknolojinin sürükleyeceği anlaşılıyor. Peki konjonktür açısından ne değişiyor?

Ülkelerin coğrafi konumları değişmiyor ama konjonktür değişiklikleri ile ülkelerin ekonomik ve siyasi gelecekleri değişiyor. Bundan sonraki gelişmeleri, dünyanın bir satranç tahtası gibi sabit olan konumu üzerinde, oyunda olan ülkelerin ve Taşçı- Makasçı-Kağıtçı tabir ettiğim üçlünün yapacağı hamleler belirleyecek. Daha önce de yazdığım gibi, bizim bölgemizde “Yeni Levant” kavramı ile ifade edilen bir oluşum ortaya çıkmakta. Bizim bölgemizin artık savaş coğrafyası olmaktan çıkıp, barış
içinde bir yeniden inşa politikası ile yeni para sisteminin ve onun getirdiği yeni konjonktürün idrak edileceği bir coğrafya olmasını bekliyorum ve bunu gönülden arzu ediyorum. Umarım bundan sonraki gelişmeler hiçbirimizin gönlünü kırmaz.

Bu makale yatırım tavsiyesi veya önerisi içermemektedir. Her yatırım ve alım satım hareketi risk içerir ve okuyucular karar verirken kendi araştırmalarını yapmalıdır.

cemilsinasiturun

Yazar: Cemil Şinasi Türün

Bankacılık devinden Trump tahmini: Solana, Ether ve Bitcoin

Bankacılık devi Standard Chartered, ABD başkanlık seçimlerini Donald Trump’ın kazanması halinde Solana, Ether ve Bitcoin’in boğa koşusu gerçekleştireceğini öngördü. Banka, Solana’nın diğer varlıklara göre daha iyi bir performans sergileyeceğini ileri sürdü. Standard Chartered’a göre, Trump’ın kazanması halinde SOL fiyatı ortalama beş katı artış gösterecek. İngiliz bankası, seçimin kazananı kim olursa olsun BTC’nin 2025’in sonuna kadar ...

Bağlantıyı kopyala