2022’nin ilk yazısında sizlere geçen haftalarda gerçekleşen önemli bir dizi olay üzerinden gerçekleşen bir kavgayı açıklayacağım. Olay, Jack Dorsey ile Silicon Vadisi’nin lider yatırım şirketi arasında geçti. Ama sonradan bununla ilgisiz gibi görünen bir hadise daha yaşandı ki o da benim bu yazıyı kaleme almama neden oldu: Elon Musk, yaptığı bir söyleşide Satoshi Nakamoto’nun Nick Szabo olduğunu düşündüğünü açıkladı (Ref.1). Şimdi olayları birer birer masaya yatıralım…
Jack Dorsey, geçen ay istifa ettiği Twitter CEO’luğundan ayrılır ayrılmaz Square adlı kurucusu ve CEO’su olduğu diğer şirketinin işlerine konsantre oldu. Square bir ödeme kuruluşu ve ABD’de hayli önemli bir kullanıcı tabanı var. Bu şirket 2021 yılında, satışına aracı olacağını bildirdiği ve bilançosuna koyduğu BTC’lerle de adından söz ettirdi.
Resimde Jack Dorsey’in kendi kurduğu Twitter platformunda yaptığı 23 Aralık tarihli paylaşımı görüyoruz. Burada Jack, a16z isimli daha doğrusu kısatmalı Silikon Vadisi yatırım şirketi Andreessen-Horowitz’in misyon cümlesinin çok karanlık, yani kötücül olduğunu ifade ediyor. Misyon cümlesi şu: “Dünyayı yiyen yazılımlara yatırım yapıyoruz”.
Jack’in kızmasının nedeni de, a16z’nin kurucusu Marc Andreessen’in Jack’i kendi kurduğu platformda yani Twitter’da ban’laması yani yasaklaması idi.
1. Dünyayı yiyen yazılım ne demek?
Şimdi ilk olarak bu cümleden başlayalım, yazılımın dünyayı yemesi ne demek ve neden Silikon Vadisi’nin en önemli yatırım şirketi bu cümleyi kendine motto yani misyon cümlesi seçmiş?
Bu cümle 2011 yılında Marc Andreessen’in yazmış olduğu, sonradan çok ünlü olmuş olan makalesine (Ref.2) gönderme yapıyor.
Bugün gelinen noktayı bir zamanlar internetin parlak çocuğu denilen, öncü Netscape şirketinin kurucusu, şimdilerin milyarder yatırımcısı Marc Andreessen, 2011 yılında Wall Street Journal’da yayınlanan ünlü makalesinde öngörmüştü. “Yazılım Dünyayı Neden Yiyecek?” (Why software is eating the world) başlıklı makalesinin özeti olarak gördüğüm bir cümlesinde Andreessen şöyle diyordu:
“Bilgisayar devriminin üzerinden altmış yıl, mikroişlemcilerin icadından kırk yıl ve modern internetin ortaya çıkışının üzerinden yirmi yılın geçtiği günümüzde, tüm endüstrileri yazılıma dönüştürmek için gerekecek tüm teknolojiler nihayet çalışır ve global ölçekte yaygınlaştırılabilir durumdadır”
Yani, yazılım teknolojileri global ölçekte tüm endüstrileri artık yiyebilecek duruma gelmiştir diyor yazar. Bunu yazdığı 2011 yılında gerçekten de işlerin dünya ölçeğinde buraya doğru hızla ilerlediği bizler ve pek çok profesyonel yazılımcı için aşikardı. Ne var ki, o dönemde bu makaleyi okuduğumda yazıda olanlardan ziyade, olmayan bir detay, önemli bir eksiklik dikkatimi çekmişti. Bu yazıda, internet yazılımları tarafından yutulacak endüstrileri tek tek sıralayan Andreessen bir tanesine hiç değinmemişti: Finans ve bankacılık.
Sonunda blokzincir inovasyonu ile finans ve bankacılık da yazılım (yani açık kaynak Web3 yazılımları) tarafından yenilmeye başlandı. Gayri merkezi olarak gelişen açık kaynak yazılımlara artık Web3 adı veriliyor.
Ancak, Facebook gibi Web2’nin önde gelen tekelci firmalarına yatırım yapan a16z ise nasıl olup da Web2 tekelciliğinden Web3 açıklığına ve merkeziyetsizliğine geçecek diye ben de merak ediyorum, ve a16z’ye bu yüklenmesinde Jack’e hak veriyorum. Ancak Jack’in de aslının Web2 çıkışlı şirketlerin (Twitter ve Square) kurucusu olmak olduğunu ve ana yatırımcılarının da Silikon Vadisinde olduğunu düşünürsek, bir noktada Jack acaba dönüşüm mü geçirdi diye düşünmeden edemiyorum.
2. Neden a16z de Web3 tarafından yenilecek?
İşin diğer tarafına da bakalım: Yukarıdaki gözlemi 2011 yılında yapmış olan Marc’ın kurduğu yatırım şirketi neden aynı Web3’ün malzemesi olsun? Onlar da yazılımcı değiller mi?
a16z isimli yatırım şirketi Silikon Vadisinin merkezinde çok önemli bir yer tutuyor. Ortakları arasında yer alan Chris Dixon da blokzinciri ekosisteminde bilinen ve saygı duyulan biri, hem yazdıkları hem de aksiyonları ile çok takip edilen bir kişi. Web3 kavramını da 2021’in ikinci yarısından itibaren Dixon yaydı, bu kavramı Silikon Vadisi de dahil tüm ekosistemin sahiplenmesine yardımcı oldu.
Ancak, 2011 yılındaki Andreessen makalesinin (benim de katıldığım) kahinliğine göre son tahlilde tüm finans sistemi ile birlikte Silikon Vadisindeki yatırım şirketleri de yok olmalılar. Zira onlar da klasik para ve bankalar sisteminden besleniyorlar. İşte burası zurnanın zırt dediği yer.
Web3 kavramını yaymış olsa da Chris Dixon kendi ortağı olduğu a16z yatırım şirketinin de bu kadere boyun eğeceğini kabul eder mi acaba? Bilemiyorum.
Ancak dünyanın en önemli merkeziyetsiz finans borsası olan UniSwap’a geçtiğimiz yıl içinde a16z yatırım yaptı ve bir çeşit onları da kendileri gibi merkeze çekmiş oldu. Ben yine de uzun vadede merkeziyetsiz finans ile birlikte Silikon Vadisi gibi merkezi yatırım odaklarının devreden çıkacaklarını düşünüyorum. Yatırım yapmak için bundan sonra:
– az kişiden çok para almak yerine,
– çok kişiden az para (yatırım) almanın yerleşeceğini görüyorum.
Bu da a16z dahil merkezi finans ve yatırım şirketlerinin sonunu getirecek.
3. Elon Musk’ın konuya dahil olması…
Tüm Silikon Vadisi tartışmalarında bir şekilde Elon Musk da yer almayı başarıyor. Adeta konu dışında kalmasına imkanı yok. Bence ondan da ne zaman görüş veya düşünce alınsa buna sadece kendi fikriymiş gibi bakılmamalı.
Ne dedi Elon Musk? Bundan sadece beş gün önce katıldığı bir söyleşide Satoshi Nakamoto’nun kim olduğu konusunda iyi bir fikri olduğunu beyan etti ve bu kişinin muhtemelen Nick Szabo olduğunu düşündüğünü söyledi. Oysa ki bugüne dek bu isim hakkında topluca bir sessizlik fikri hakimdi. Zira Satoshi’nin kim olduğu konusu aslında hiç önemli değildi. Çünkü zaten bitcoin de diğer blokzinciri inovasyonları da merkeziyetsiz yapılardı ve kurucunun kim olduğu önem arzetmiyordu.
Peki neden Elon Musk tam bu sırada çıkıp Satoshi açıklaması yapıyor?
Bu açıklamanın ardında Bitcoin camiasına aba altından gösterilen bir sopa var da ondan.
Nasıl Yani? (ve Sonuç):
Şimdi, tüm bu olaylarda Elon Musk ile Silikon Vadisi ve arkasındaki sermaye grubunun (Rockefeller) paralel hareket ettiğini düşünürsek, özelde Jack Dorsey’in asilik yaparak kendini var etmiş olan merkezi sermayeye karşı çıkışına, ama genelde de bitcoin ve gayri merkezi akımlara bir karşı atak yapıldığını düşünüyorum.
Sonuç olarak: Bitcoin’in de aslında ölümlü bir insan tarafından kurulduğunu ve bu kişinin de kimliğini açık ederek bitcoin camiasına yeni bir saldırı başlatılmış olabileceğini söylemek istedim bu haftaki yazımda.
Referanslar: